Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Fomofomiç

Şu soruyu sorun: Kime bağımlıyım? Belli başlı korkularım nelerdir? Doğduğumda nasıl bir olmam bekleniyordu? Amaçlarım nelerdi ve nasıl değişti? Yanlış yöne saptığım yol ayrımları nelerdir ve hangi yanlış yollara girdim? Hatalarımı düzeltmek ve doğru yola dönmek için ne gibi çabalar sarf ettim? Simdi kimim ve eğer her zaman doğru kararlar almayı başarır da hayati hatalar yapmazsam gelecekte nasıl biri olurum? Uzun zaman önce nasıl biri olmak istiyordum peki şimdi ve gelecekte nasıl biri olmak istiyorum? Kendime daire izlenimin nedir? Başkalarının nana dair nasıl bir izlenim olsun istiyorum? Bu iki izlenim yani başkalarının izlenimi ile benim gerçek ben olduğumu düşündüğüm kişi arasındaki farklar nelerdir? Şimdiki gibi yaşamaya devam edersem ileride nasıl biri olurum? Hangi koşullar yaşadığım gelişmeyi sağladı? Şimdi önümde bekleyen gelişmeler neler olabilir? Seçtiğim imkanı hayata geçirmek için ne yapmalıyım?
Sayfa 112
Reklam
Kişi yorgunluğun temelinde yatan çeşitli olasılıkları zihninde canlandırabilir; zorlukla yüzleşmek yerine ertelemeye çalıştığı çetin bir iş; sevdiği bir kişiye veya arkadaşına yönelik ikircikli bir duygu; hafif bir depresyona yol açabilecek ölçüde kişinin narsizmini zedeleyecek bir eleştiri; kişinin gerçekten öyle olmadığı halde dostane göründüğü bir buluşma.
Sayfa 110 - say
Psikanalistlerin hastaları, çoğunlukla kendileri için dinin artık etkin bir rol oynamadığı ve hiçbir siyasi kanaate tutku ile bağlı olmayan orta ve ortanın üstü sınıfların liberal fertleridir.
Sayfa 96

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Ürünün makineden çıktığı üretim tarzı hata nedir bilmez ama aynı zamanda mükemmelliği de bilmez.Makine ile üretim, mükemmelliğe giden yolun düz ve keyifli olduğu, kemanın cızırtılı sesler çıkarmadığı, felsefi bir sistemin insanın kafasını çoğu zaman karıştırıp şaşkınlığa sürüklemediği, mükemmel bir yemeğin tarifi sadece bir kez okunduktan sonra yapıldığı yolunda garip yanılgılara götürür insanı. Ancak kişi herhangi bir çabada olduğu gibi odaklanmaya giden yolun da beraberinde mutlaka başarısızlıklar ve hayal kırıklıkları getirdiğini bilirse odaklanmayı öğrenme sürecinde kaçınılmaz olan yılgınlıktan sakınabilir.
Sayfa 76
Her ogrenme etkinliğinde olduğu gibi burada da başarısızlığa tahamul etme kapasitesi çok önemlidir.
Sayfa 76
Reklam
Bütünsel uyanıklık durumunda kişi sadece hayatta kalmak veya tutkulu amaçlarını yerine getirmek için farkında olma ihtiyacı hissetmez, aynı zamanda kendisinin ve çevresindeki dünyanın da farkındadır. Muğlak değil de berrak bir şekilde, yüzey ile birlikte kökleri de görür. Onun gözünde dünya, olduğu gibi gerçek bir varlığa dönüşür; şekil ve yapısı içinde her ayrıntı anlamlı bir birim oluşturur. Gözümüzün önündeki perde adeta biz onun farkında bile değilken kalıcı bir şekilde birdenbire kalkmış olur.
Sayfa 62
Uyanıklık durumunu tetikleyen başka saikler de vardır: tehlike, kazanma şansı, yıkım, fetih veya bir kişiyi harekete geçirebilecek herhangi bir tutku.Haklı olarak şöyle diyebiliriz: "Bana seni uyandıran şeyi söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim."
Sayfa 61
Genişletilmiş bilinç alemleri dar bir Bilinçten kaçış yoludur ve yolculuktan sonra başlanılan noktaya, yani diğer insanların her zaman bulunduğu noktaya geri dönülür: uyku ile uyanıklık arasındaki durum.
Sayfa 59
Bu noktada saplantı nevruzu konumuzda ilintilidir. Hayatındaki en önemli kişilere yönelik tavrı son derece ikircikli olan ve falanca şey mi yoksa onun tersini mi yapmaya bir türlü karar veremeyen kişinin iradesi karar almada ve hatta sonunda eyleme geçme de tamamen felce uğrar. Amaçlara çok şiddetli bir şekilde karşı çıkılmadığı normal durumlarda ise daha küçük miktarda enerji harcanır; ama yine de hedefe ulaşmak kapasitesi büyük ölçüde azalır.
Sayfa 55
Yaşama sanatı da dahil olmak üzere herhangi bir alanda başarıyı vasatın ötesine geçirmenin bir şartı tek bir şeyi amaçlamaktadır. Tek bir şeyi amaçlamak bir karar vermeyi, kendini bir amaca adamayı öngörür. Bu, kişinin üzerinde karar kıldığı bir şeye bütün benliğini yönlendirip adaması, tüm enerjisini seçtiği amaç yönünde harcaması anlamına gelir.
Sayfa 55
Reklam
Son olarak otoriterlik korkusu bir tür deliliği gerçeklikten kaçma isteğini mantığa bürümeye hizmet eder.Gerçeklik insana kendi yasasını, insanın yalnızca rüyalarda, trans hallerinde yahut delirerek açabildiği yasaları dayatır.
Sayfa 52
Genel bir psikolojik yasa ortaya konulabilir: Kişinin güçsüzlük hissi ve Özgün irade eksikliği ne kadar büyük olursa heveslerini ve keyfilik ısrarını tatmin etmesi için teslimiyet duygusu ya da takıntı haline gelmiş arzusu da o kadar güçlenir.
Sayfa 52
Bu "Neden olmasın?" cevabı kişinin bir şeyi yapmak için bir nedeni olduğundan dolayı değil de yapmamak için bir nedeni olmadığı için o şeyi yaptığını ima eder; bu da bu davranışının iradenin bir tezahürü değil de heves olduğunu gösterir. Bir hevesim peşinden gitmek aslında sıkıntıdan kaçma isteği ile harmanlanmış derin içsel bir edilgenligin sonucudur. İrade etkenliğe, heves edilgenlige dayanır.
Sayfa 51
Modern ilerleme dönemi, insanı, acısız varoluşun vaadedilen toprağına götürdüğünü iddia etmektedir. Oysa gerçekte insanlar bir tür kronik acı fobisi geliştirdiler. Bu noktada acıdan kasıt salt bedensel ve ruhsal acı degil, kelimenin en geniş anlamıyla acıdır. Ayrıca her gün saatlerce müzik gamları ile alıştırma yapmak, ilgi çekici olmasa da kişinin ilgilendiği bilgileri edilmesi için gerekli olan bir konuyu öğrenmek acı verici israf vericidir. Kız arkadaş veya erkek arkadaşla buluşmak ya da saatler yürümek yahut arkadaşlarla eğlenmek varken oturup ders çalışmak acı vericidir. Bunlar aslında küçük acılardır. Ne yazık ki eğer kişi gerekli olan şeyi öğrenmek istiyorsa kendi hiyerarşisi içinde yanlış olanı düzeltmek istiyorsa bu durumu serzenişte bulunmadan kabullenmek zorundadır. Daha ağır bir acı söz konusu olduğunda söylenmesi gereken şudur: mutlu olmak pek az sayıda insanın payına düşerken, acı çekmek her insanın yazgısıdır. İnsanlar arasında dayanışmanın en güçlü temellerinden biri kişinin kendi acısını acı çeken diğer kişilerle paylaşma deneyiminde yatar.
Sayfa 47
Çevremizdekiler bizim davranışlarımızı anlamıyorlarsa anlamasınlar. Bizim sadece onların anlayabileceği davranışlar sergilememizi istemeleri, bize dayatmada bulunma çabalarıdır. Eğer bu onların gözünde asosyal veya akılsız olmak demekse bırakın öyle olsun. Onlar çoğunlukta bizim özgürlüğümüze ve kendimiz olma cesaretine içerler.
Sayfa 43
424 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.