burcu

çünkü mutlu son diye bir şey yoktu, uzun vadede bütün hikâyeler mutsuz biterdi.
Reklam
Rüya gibi... Sanırım bu nedenle rüyalarımda çocukluğumu görmüyorum. Bir rüyanın rüyası kolay kolay görülmüyor.
Yani yalnızlık denen nane, öyle şarkılarda anlatıldığı gibi insanın üstüne gece vakti çökmüyor. Tam tersine gece vakti seyreliyor yalnızlık, hazmı kolaylaşıyor. Zor olan, güneşin parladığı öğle vakitleri, öğleden sonraları, pazar sabahları, cıvıl cıvıl piknik yapılan ikindiler...

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Umut bu, alır gerçeğin ötesine götürür, yol kenarına atar adamı.
Kasetçilerin önünde duruyorum. Tanımadığım bir şeyler çalıyor. Hoşuma gidiyor. Çünkü artık sırf tanıdık geldiği için izleyemediğim filmler, bakamadığım fotoğraflar, dinleyemediğim şarkılar var. Eskiden yoktu. Temas ettikçe, hepsi anlamlarının ötesinde başka anlamlara bürünüyorlar. O kadar çok bölüyorlar ki beni, zamanın içine, geçmişe doğru dağılıyorum.
Reklam
Dünle evvelsi gün birbirinden farksızdı, onları birbirinden ayırt edebilmesi olanaksızdı; üç gün önce olmuş bir şey de yirmi gün önce olmuş bir şey de sonuçta ona eskiden olup bitmiş bir şey olarak görünüyordu. Böylece, o ayırdına varamadan, zaman akıp gidiyordu.
Sayfa 72 - pdf
Ama bir noktada, belki de içgüdüsel olarak, insan geri döner ve arkasında bir kapının kapanarak dönüşü olanaksız kıldığını fark eder. İşte o zaman bir şeylerin değişmiş olduğunun ayırdına varırız, güneş eskisi gibi kıpırtısız değildir, hızla hareket etmektedir; ne yazık ki, henüz bakmaya bile fırsat bulamadan, onun ufkun ucuna doğru hızla kaydığını, bulutların da gökyüzündeki mavi koylarda hareketsiz durmadığını, birbirlerinin üzerine çıkarak kaçtıklarını, iyice acele ettiklerini görürüz; zamanın geçtiğini ve günü gelince yolun zorunlu olarak son bulacağını anlarız.
Sayfa 48 - pdf
de ki dünya ve dağlarına bu kadar üzgün davranan dünya madem bu yağmur bu çamuru anlamıyor artık sen dönerken ben bu kahrı bir ağız tadı olarak öneriyorum hayata işte derler ki ruhunda kocaman şüphe kalbinde kara bir lekeyle doğarmış insan İnsan yani biri diğerini kör kuyularda merdivensiz bırakan
gördüm nereye gitsem ben dik gölgem kamburdu bu dünyada
Reklam
Tepeye tırmandığımı zannederken aslında bayır aşağı koşmak. Tam böyleydi durum. İnsanların gözünde giderek yükselirken, aynı anda hayat da benden o kadar eksiliyor, ayaklarımın altından çekilip gidiyordu.
SENA
dünyaya inanmış bir yüzü üzgün üzgün anlattım sana dedim belki de bir yere üzgün üzgün bakmaktır dünya
SENA
yarım dalgın ve kusurlu geldim ben buraya günde beş defa hiçbir şey yapmamaktansa kalıp sana baktım kalıp sana bakmak oldu dünya
Yas
seni kırk kez sordular bilmiyorum dedim biliyordum
640 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.