Yeni bir acıya ah edecek olsak, içimizdeki eski bir ah ağzımızdan çıkıp ona yer açıyordu. Her gelen dert, bir öncekini unutturuyor, her acı diğerini bastırıyordu. İnsanın acılara ne kadar dayanıklı olduğunu başka zaman anlatsalar inanmazdım.
başıboşluk, amaçsızlık ve yolunu yitirmişliğin sıkıntısına "derbederlik" deyip geçiyor, içimdeki boşluğa bir teselli bulmaya çalışıyordum. rüzgâr idim de, ne yandan eseceğimi, ne yana eseceğimi bilemiyordum.