Küstahlık bir çeşit mercek gibidir. Kendimizi olduğumuzdan daha büyük, diğerlerini olduklarından daha küçük gösterir. Hırs küstahlığın kapı komşusudur. Biri içinize girdi mi, diğeri de ardından gelir.
Alışkanlıklarımız sabittir, ama alışkanlığın kendisi değişir: başlangıçta kuzu gibi sevimli ve sıcacık gelir bize, sonra zamanla yerleşip kök saldı mı azgın, nemrut bir yüz takınır kendisine ki, böylece biz ondan öteye bakmaya cesaret edemeyelim.
"Arkadaşın olduğunu düşündükleri zaman daha kötü. Varsayımlarda bulunuyorlar. Seni tanıdıklarını düşünüyorlar, sonra senden beklentileri olmaya başlıyor. Ondan sonra gerçekten olduğun kişi yerine, herkesin olduğunu düşündüğün kişi olmak zorunda kalıyorsun."
Yalnız adam bir merdiven
Bir yere götürmez insanları
Ve sarayların bütün kapıları
Farksızdır ona bir zulümden
Yalnız adamın eğiktir kolları
Nefesi çizgi çizgi gözü bir tane
"Oradaki herkesin çalışması gerekiyor, açıkgözlerin bile. Ayakkabıcıların ayakkabı yapması, camcıların cam yapması, fırıncıların... Fırın yapması? Yok, onlar ekmek yapıyordu. Hay Cehennem. Fırınları kim yapıyor o zaman?