Garbın cebin-i zalimi affetmedim seni,
Türk’üm ve düşmanım sana kalsam da bir kişi!..
Ben şurezar-ı kalbimi kinimle süslerim,
Kalbimde bir silah ile ferdayı beklerim.
Kabrinde müsterih uyu ey namdar atam!
Evladının bugünkü adı sade intikam.
Her şeyi tek başına halletmiş olma güçlülüğü, insanı bazen bir bankta hüngür hüngür ağlatıyor. Ardından, bir kedinin başını okşarken bile mahzun bakıyorsun etrafa. Çok güçlü olmak da yenilmektir bazen. İnsan bazen, en dik yokuşları aşıp bir düzlükte yere yıkılabilir. Olabilir.
Ben, heves ettiğim şeylerin kursağımda birikmesinden oluşan hayalkırıklıklarımı bir yorgan gibi üzerime örtmüş olanım. Ben olsun diye çabaladığım her şeyin olmayışını, yutkunarak seyredenim. Ben, elimi uzattığım yeşil dalların, kuruduğuna şahit olanım. Ben olmamış olan her şeyim.
Bastığın yerleri “toprak” diyerek geçme, tanı,
Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı.
Sen şehit oğlusun, incitme, yazıktır atanı,
Verme, dünyaları alsan da bu cennet vatanı. 🇹🇷