Sherlock Holmes hayranıysanız, henüz Matthew Scudder'la tanışmamışsınız demektir.
"Okuma alışkanlığı kazanmak" denen arayışa girdiğimde evdeki kitaplığı kurcalarken bu kitap gözüme çarptı. Polisiye tarzı olaylara ilgim olduğundan bu kitabı okuyabileceğimi düşündüm. Gerçekten her bölümü fazlasıyla sürükleyici ve ilgi çekici, okumayı bırakamıyor insan.
Bitirdikten sonra hemen kitaplıktaki diğer Matthew Scudder kitabını alıp okumaya koyuldum. Ve tüm seriyi bitirdikten sonra yazarın diğer serilerine geçiş yapacağım.
Bu pek bilinmeyen kitap dahi bu kadar ilgimi çekmişken kim bilir "en övülen polisiye" olan Sherlock serisi ne kadar güzeldir dememle birlikte seriyi en çok övülen yayın evi ve çevirisiyle satın aldım. Fakat Scudder serisindeki sürükleyiciliği onda bulamadım, zorla okuyorum diyebilirim..
Ayrıca belirli bir sıraya göre gitmenize pek de gerek yok, her kitapta zaten kendinden birkaç cümleyle kısaca bahsediyor. Yeni kitaplarda bazen eski hikayelere değinse de olay örgüsü devamı niteliğinde olmadığı için sorun değil.
Son olarak, şimdiye dek okuduğum ilk 4 kitabın sanırım hepsinde rastladığım rahatsız edici bir durum var; yazarın sürekli eşcinsel karakterleri hikayeye katması.