Hakikaten "Bir Ömür Nasıl Yaşanır"ın cevabını yüzümüze tokat gibi çarpan bir eser olmuş.
Sanki karşınızda eskilerden bir büyük size nasihatler veriyor,önerilerde bulunuyor..Sohbet edasında keyifle okuyup, empati yapabileceğiniz,Şark'tan bir anda Garp'a gittiğiniz, edebiyattan,müzikten,tiyatrodan,sinemadan bilmediğiniz detayları ile usta isimler ve eserlerini -nasıl daha önce keşfedemedim!?-diyeceğiniz, sizi bulunduğunuz noktadan alıp kimi zaman 13.YY İtalya'sına kimi zaman 17-18.Yy Fransa'sına kimi zamansa 50-60'lı yılların Ankara ve İstanbul'una götürüyor.Zamanın değerli olduğundan bahisle, eğitim ve kültürün, beşeri gelişmenin ve toplumsal yücelmenin de önemini vurguluyor.Yalnızca Türk edebiyatının değil, diğer ülkelerin de edebiyatlarını,kültürünü görerek değerlendirme yapılmasının önemini örnek eser ve de isimlerle ince ince işliyor. Tavsiye edilesi, keyifle okuyabileceğiniz,kendi yaşamınıza ayna tutup nereden devam etmeli dedirtecek,eksiklerinizi gösterecek ve buna da rehberlik edecek "İlber Ortaylı boşuna Profesör olmamış, bir dinleyelim ne diyormuş.."dedirten didaktik bir eser.