Hayatımı düşündükçe - buna yaşamına müsaittir- daima kendimde seyirci hâletiruhiyesinin hakim olduğunu gördüm. Başkalarının halini,tavırlarını görmek, onlar üzerinde düşünmek, bana kendi vaziyetimi daima unutturdu.
Her ne olursa olsun mazim bugünkü vaziyetimden bana bütün bir mesele gibi geliyor. Ne ondan kurtulabiliyorum, ne de tamamiyle onun emrinde olabiliyorum.
Hayatı idrak etmeye çabalayan özgür ve derin düşünce, saçma dünyevi kaygıları tamamıyla hoş görme; işte bu iki şey, insanın daha yüksekliğini göremeyeceği iki lütuftur.
Düşünen bir insan olgunluğa eriştiğinde ve tam bir bilinç kazandığında kendini istençsiz olarak sanki çıkışı olmayan bir tuzağın içindeymiş gibi hisseder.