. Birinin elini tutmak her zaman benim neşe anlayışımdı. Çoğu zaman uykuya dalmadan önce -bilincimi kaybetmemek ve daha büyük bir dünyaya adım atmak için verdiğim o küçük mücadele sırasında- çoğu kez, uykunun yüceliğine doğru gitme cesaretini göstermeden önce, birisi elimi tutuyormuş gibi davranırım ve giderim, o muazzam yokluğa doğru giderim uyku şeklidir. Ve o zaman bile cesareti bulamadığım zaman, rüya görüyorum. . . .
Yaşlıca bir doktor iki yıl önce karısının ölümüyle girdiği derin depresyonu atlatamamış yardım için Frankl’a gitmişti. Frank tavsiye vermek veya durumunu analiz etmek yerine ona ölenin kendisi olması halinde ne olacağını sordu dehşete düşen doktor zavallı karısı için bunun korkunç olacağını büyük acı çekeceğini söyledi Frankl buna karşılık , “görüyor musun doktor onu bu acılardan korumuş olduğun ama bunun için ödediğin bedel hayatta kalmak ve onun yasını tutmak oldu” açıklamasını yaptı. doktor bir kelime daha etmedi Frankl’ın elini sıktıktan sonra huzur içinde oradan ayrıldı. Hayatının bir amacı olmuştu ve böylece sevgili karısının acısına katılabilmişti.
Reklam
“Sevdiğimiz bir kişinin elini tutmak bile stresi azaltan güçlü bir ilaçtır.”
Sayfa 134Kitabı okudu
Genç kız bütün bunları bir çırpıda anlatırken sevdiğinin elini bir an bile bırakmamıştı. Gözünü üzerinden ayırmıyor, aynı zamanda o olduğuna hâlâ inanmıyormuş gibi sürekli ona sarılıyordu; gençlerin bu içtenliği, birbirlerine duyduk- ları sevgi, aynı sonu paylaşacak olan oradaki tüm insanları çok etkiledi; daha biraz öncesine kadar bütün duyuları uyuş- muş, yorgun, hiçbir şeyi umursamaz ve her türlü duyguya kapalıyken, garip bir tesadüfle birbirine kavuşan bu çiftin etrafını tutkulu bir coşkuyla sarmaya başladılar. Herkes bu olağanüstü gerçek karşısında kendi yazgısını unutmuştu; her biri onları anladığını, empati kurduğunu, mutluluklarına katıldığını ya da yaklaşan son nedeniyle üzüntü duydu- ğunu söyleme ihtiyacı duyuyordu, fakat son derece heyecanlı ve kavuşmanın coşkusundan kendinden geçmiş olan genç kız her türlü acımayı gururla reddetti. Hayır, o mutluydu sonsuzca mutluydu, çünkü sevdiğiyle aynı saat öleceğini bi liyordu ve biri diğeri için yas tutmak zorunda kalmayacaktı. Mutluluğunu gölgeleyen tek bir şey vardı, Tanrı katına sevdiğinin ismiyle, onun eşi olarak çıkamayacaktı.
Gene gidip babamın elini tutmak istedim. Çok istedim bunu. Ama yapamadım. Gidip konuk odasının karanlığına, sessizliğine sığındım.
Sayfa 122 - yapı kredi yayınlarıKitabı okudu
Yok
Kitabımı sana adamak istedim Gözlerine baktım Gözlerin yok Öpmek istedim Yüzüne baktım Yüzün yok Tutmak istedim elini Elin yok İşit sözlerimi yüreğe işleyen Kulakların yok Anlat bana bişey anlat Dilin yok Haydi yan yana Yanın yok Kitabımı sana adamak istedim Adın yok Güvercin getirdi şiirimi geriye Bu dünyada anlattığın kadın yok
Sayfa 120 - Nesin YayıneviKitabı okudu
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.