Aramızdaki mesafe giderek açılıyor ve dini dışlayan insanlar kendilerini ruhani bir boşluğun içinde buluyorlar. Anlam bulmak için kendimizi harap ediyoruz.
“O zaman çocuğunun acısını engellemeye gücün yetse bile, hayattan kendi dersini almasına izin vererek ona sevgini göstermeyi tercih edersin, öyle değil mi?” “Elbette.Acı, büyümenin bir parçasıdır. Bu şekilde öğreniriz.”
“Bilim bana Tanrı’nın mutlaka var olması gerektiğini söylüyor. Aklım bana Tanrı’yı asla anlayamayacağımı söylüyor. Ve kalbim bana mutlaka anlamam gerekmediğini söylüyor.”
…kör,ahlaksız ve canice çalışma tutkusu, özgürleştirici makineleri özgür insanları köleleştirme aracına dönüştürüyor; makinelerin üretkenliği insanları yoksullaştırıyor.
Aşk’ı yaratan ve çalışan, dinlenen ve güneş ışığı altında hazineler arayan her kimse için sevilecek birini yaratmış olan El. Çünkü böyle olmasaydı insan soyunun hayallerinin hiçbir anlamı olmazdı.
İster hayatımız, ister ekin tarlalarımız olsun, sahip olduğumuz şeyleri yitirmekten korkarız. Ama hayat hikayemiz ile dünya tarihinin aynı El tarafından yazılmış olduğunu anladığımız zaman, bunu anlar anlamaz, bu korku uçup gider.