“Tanrı’ya inanmak için düşünmeyi ve soru sormayı bırakmak zorunda değilsin, çocuğum.Sekiz milyar koyundan oluşan bir sürü isteseydi eğer, bırak özgür iradeyi, bize kavrama yeteneği veren başparmaklar bahşetmezdi.”
“İnsanda ya da eşyada, güzellik onu hep bu şekilde etkilerdi; anne babasının attıkları sert nutuklara rağmen içindeki inatçı bir yer, güzelliğin yanlış olduğuna inanmayı hep reddetmişti.Güzelliği Tanrı yaratmamış mıydı, öyleyse güzelliği sevmek, O’nu sevmek değil miydi?”
“Doğrusu, dostum, kanımca, ıstıraplarından ve ıssızlıkta kalışından sonra nihayet kendini günahın araştırılıp idarecilerin ve halkın gözleri önünde cezalandırıldığı bir yerde bulmak yüreğini ferahlatıyor olmalı.”