Felatun Bey bolluk içinde doğmuş babasının ona sunduğu güzel hayatı yaşamakla meşgul olan kendisi bir arpa boyu yol alamayan günümüz tabiriyle baba parası yiyen bir adam. Ragıp Efendi ise tam tersi yokluktan gelen genç yaşta önce babasını daha sonra annesini kaybetmiş kendi başına ayakta durmaya çalışan bir adam. bu iki zıt karakterin hayatları belli bir noktada kesişecektir. Emek vererek bir yerlere gelenle hazırı har vurup savurunın içler acısı hikayesine misafir olacaksınız. ben keyifle okudum sizlerde inşallah beğenerek okursunuz..
O şehvet denilen şey yok mu? Pek murdardır. Ama ger çekten murdardır. Aşk ruhu denilen hayali varlığın temiz eteği, murdar şehvetle kirlenince zevki kaçar. Lakin o zaman hırs ve kibir insanın gözlerine perde çektiğinden insan o lekeyi göremez.
Birçok kitap sitesinde görüp okumaya karar verdiğim Tiamat'ı okudum. Okurken baya sıkıldığım sayfalar oldu. Dili oldukça ağır ve yer yer absürt, kaba ve bel altı birçok konuşmalar vardı. Bu da bana oldukça sıkıcı geldi. Konu alarak geçmiş asırlarda denizaltı gemisinde görev halindeyken başka bir gemide mürettebatın buldukları esrarengiz bir kutunun ganimet olarak kendi denizaltı gemilerine getirmeleriyle başlıyor. Kan ve korku dolu bir hikaye de bu saye de başlamış oluyor. herkesin zevki , beğenisi farklı olabileceğinden okuyup kendi kararınızı kendiniz verin derim. Herkese keyifli okumalar diliyorum.
Yazarın okuduğum ilk yazısıydı. Kitap kısa kısa hikayelerden oluşmakta. Her hikaye ayrı bir yaşanmışlık ve ayrı bir mesaj taşıyor. Yazarımız genel olarak kadınlarımızın çocukluktan itibaren gördükleri zorluklar ve yaşanmışlıklar üzerine, ilerleyen yaşantılarında çektikleri sorunlar ve hayata adapte olamamalarını, annelik vasfını yeterince yerine getiremeyip çocuklarına annelik sevgisini veremediklerini göstermeye çalışmış. Kişinin yine kendi çabası sayesinde bu hengameden çıkabileceği üzerinde duruluyor. Genç annelerimizin , kızlarımızın kadınlarımızın daha çok kendilerinden parçalar bulacağını düşünüyorum. herkese keyifli okumalar ..