" Çocukken ne yaşadıysan yaşamış ol, ne kadar çok yaran olursa olsun ve canın ne denli acımış olursa olsun... Tüm bu yaraları ve acıları yüreğinin ortasına saplanmış kırık bir broş gibi taşımaya ve bir miras gibi çocuğuna aktarmaya mahkûm değilsin! İyileşebilir ve değişebilirsin. Çünkü unutma ki, SEN ANNEN DEĞİLSİN!"
Okuduğum bu nâdide eseri tüm annelere, anneliğe hazırlanan ve anne olmak istiyorum fakat kötü, travmalı bir çocukluk geçirdim diyorsanız bu kitap tam size göre! Yazar Hatice Kübra Tongar kendisini çok seviyorum, gerek kitapları gerek blogları ve gerek videolarını çok sıkı takip edip istifâde etmeye gayret ediyorum elhamdülillah. Kitabı okuyunca meğer insan ne çok geçmişin izinden gidiyormuş... Öyle yaşadım bitti değil, yasını tutup iyileşmeden o yarayı unutmayla kapatamaz insan, o yaranın yara bandına değil, seri bir şekilde ameliyata ihtiyacı var. Yaran, acın neyse geçmişten önüne getirip onunla yüzleş kaçma, bilâkis kaçıyorum unuttum dersin lâkin o yaranın verdiği acısı, hüznü, travması yaşamını etkiler. Öyle ki, ben eleştirildim ve çocuğumu asla eleştirmem dersin bir de bakmışsın ki çocuğunu eleştirir vaziyette bulursun kendini... Dolayısıyla yaşadıklarını yeni nesile çeyiz bırakmamak için takılı kaldığın ve içinden çıkamadığın bilinçaltındakileri bir kağıda yazıp yüzleşip yırtıp atmak gerekiyor. İnsanoğlu ne yaşamışsa geçmişte bırakmalı yasını tutup gömmeli bilhassa... Yaralı bir anneden doğan yaralı çocuk, yaralı anne ve yine yaralı çocuk doğuruyor...