Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Okunmaya değer eski bir alıntı..
ÇOCUKLARINIZI KİM EĞİTİYOR? TAKİP EDİYOR MUSUNUZ? 1980 öncesine gidiyorum. Ortaokul öğrencisiyim. Babam bizim evimize de televizyon aldı. Sadece TRT var ve yayınlar siyah beyaz. Günün birinde Charlie Chaplin’i keşfettik. Filmin başından sonuna katıla katıla kahkaha atarak izledik dört kardeş. Bir hafta sonu yine Charlie Chaplin filmi vardı ve
gitme, sonbahar oluyorum, sonrası hiç ağaçlar bükmesinler n’olursun boyunlarını neden akşam oluyorum tren kalkınca kırlangıçlar birdenbire çekip gidince mendiller sallanınca neden tıkanıyorum öyle çok acımasız ki öyle birdenbire ki az önceki çiçekler nasıl da diken diken gitme, sonbahar oluyorum, sonrası hiç o sularda çimdik, bitti; köprüleri geçtik, bitti o elmanın tadı orda, o kuş çoktan öttü, bitti artık çocuk değiliz, susarak da bir şeyler diyebiliriz günler devlet alacağı, yıllar bir kadehcik buzlu rakı oyunlar oyuncaksı, oyuncaklar eski şarkı kavaklara oklu yürek çizip duran o çakı nerde şimdi nerde şimdi, nerde o kan sarhoşluğu gitme, sonbahar oluyorum, sonrası hiç
Reklam
Artık çocuk değiliz, susarak da bir şeyler diyebiliriz Günler devlet alacağı, yıllar bir kadehçik buzlu rakı Oyunlar oyuncaksı, oyuncaklar eski şarkı Kavaklara oklu yürek çizip duran o çakı Nerde şimdi, nerde şimdi, nerde o kan sarhoşluğu? Gitme; Sonbahar oluyorum, sonrası hiç... Hasan Hüseyin Korkmazgil
Akarsuya Bırakılan Mektup İncecikti Gül dalıydı Dokunsam kırılacaktı Dokunmadım Kurudu
Yılmaz Erdoğan’ın Otlu Peynir Şiiri ( 94-95 Yılları Hakkari ve Babam )
“Soğuk ve şehirlerarası otobüslerde vazgeçtim çocuk olmaktan …. ve beslenme çantamda otlu peynir kokusuydu babam.. Yıl 1995 Yüksekova’nın ilk ve tek radyo kanalı Feza TV’de bu Yılmaz Erdoğan’ın şiiri paylaşıldı. Annem beni hemen yanına çağırdı. Birlikte dinlemeye başladık. Ben küçüğüm tabi anlamam sanmayın. O sıralar kaymakamın kızı Belemir’e
Artık çocuk değiliz, susarak da bir şeyler diyebiliriz günler devlet alacağı, yıllar bir kadehcik buzlu rakı oyunlar oyuncaksı, oyuncaklar eski şarkı kavaklara oklu yürek çizip duran o çakı nerde şimdi nerde şimdi, nerde o kan sarhoşlu
Reklam
La Vie En Rose
Kar taneleri hafifçe düşerken, kadın merakla adama baktı. Adam, sessizliği sürdürerek sadece hafif bir gülümsemeyle cevap verdi. Gözleri, karşılarındaki eski oyuncakçı dükkanının vitrinine kaydı. Kar küreleri, müzik kutuları ve hala kusursuz çalışan eski bir gramafon vitrinde dikkat çekiyordu. Dükkanın kapısını açtıklarında, nostaljik atmosfer
artık çocuk değiliz, susarak da bir şeyler diyebiliriz günler devlet alacağı, yıllar bir kadehcik buzlu rakı oyunlar oyuncaksı, oyuncaklar eski şarkı kavaklara oklu yürek çizip duran o çakı nerde şimdi nerde şimdi, nerde o kan sarhoşluğu gitme, sonbahar oluyorum, sonrası hiç
Hasan Hüseyin Korkmazgil
Hasan Hüseyin Korkmazgil
Akşam saatlerinin hüzünlü eğlencesi. Sessizliğin gürültülü yalnızlığı. Karmaşanın gizemli, durgun denizi. Bulunuşum kendi kendini oyunla açıkladığından beri, bir yerde varlık göstermenin entelektüel heyecanı ile kişisel krizlerim arasında bir yol bulduğuma inandım. Sahicilik oyunu oynamak, insan kalmanın eldeki tek etik gerekçesiydi. İmaj çağında,
O sularda çimdik, bitti; köprüleri geçtik, bitti O elmanın tadı orda, o kuş çoktan öttü, bitti Artık çocuk değiliz, susarak da bir şeyler diyebiliriz Günler devlet alacağı, yıllar bir kadehçik buzlu rakı Oyunlar oyuncaksı, oyuncaklar eski şarkı Kavaklara oklu yürek çizip duran o çakı...(Hasan Hüseyin Korkmazgil)
218 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.