Yaşamı da ölümüde aşmıştım: çünkü artık ne yaşama arzusu duyuyor, ne de ölümden korkuyordum. Hiçbir şeyden korkmuyordum. Bu yüzden özgürdüm. Çünkü yaşamımız boyunca bizi köleleştiren isteklerimiz, umutlarımız, korkularımızdır.
Sulara fırlatılmış bir çakıl taşı gibiydim; dalgaların dövdüğü,oraya buraya attığı, kıyıda bir yere bırakılmak üzere yuvarlanıp duran bir çakıl taşı...