"Ototelik" terimi, öz anlamindaki oto, ve hedef anlamindaki telos, iki Yunanca sözcükten ortaya çıkmıştır. Kendi kendine yeten, gelecekte bir fayda beklentisi olmadan tek ödülü kendisi
olan aktivite anlamina gelir. Para kazanmak için borsa oynamak ototelik bir deneyim degildir; ama kisinin gelecekteki trendleri tahmin etme becerisini kantlamak için oynaması dolar ve sent anlaminda sonuç aynı olsa bile böyle bir deneyimdir. lyi vatandaşlar olmalar için çocuklara ögretmenlik yapmak ototelik degildir ama çocuklarla etkilesimden hoslandiginiz için öğretmenlik yapmak öyledir.
Zevk, hayat kalitesinin önemli bir bilesenidir ama kendi basina mutluluk getirmez. Vücudun ihtiyaçlari bizi zorladiginda ve
psisik entropinin olusmasina neden oldugunda,
uyku, dinlenme,
yiyecek ve seks iyilestirici homeostatik deneyimler saglar ve bu
da bilinci tekrar düzene sokar. Ama bunlar psikolojik gelisme saglamaz ve öze karmagiklik katmaz. Zevk, düzeni sürdürmeye
yardim eder ama kendi basina bilingte yeni bir düzen yaratamaz.
Insanlar hayatlarin neyin yasamaya deger kildigin biraz daha düsündüklerinde hos anilarin ötesine geçip diger olaylari hatirlamaya baslarlar, yani zevkli olanlarla örtüsen ama baska bir
isim hak eden ve baska bir kategoriye giren diger deneyimleri:
Haz. Haz alinan olaylar, kisi sadece önceki bir beklentiyi kargila-diginda veya bir ihtiya ya da arzuyu giderdiginde degil ayni zamanda yapmas için programlandigi seyin ötesine geçip bek-lenmedik belki de daha önce hayal bile edilmemis bir sey basar-diginda meydana gelir.
Kampta hepimiz birbirimize, hiçbir dünyevi mutlulugun kampta yasadigimiz istirabi telafi edemeyecegini söylemistik.
Mutlulugu beklemiyorduk; istirabimiza, fedakarlıklarımıza ve
ölümlerimize anlam katan ve bize cesaret veren bu degildi.
Çok sayida tutukluyu bekleyen bu hayal kirkligi, bu insanlarin üstesinden gelmekte cok zorlandiklar bir deneyimdi. Aynı zamanda bir psikiyatrist için de onlara bunu asmaları icin yardim etmek cok zordu. Ancak bu gerçek, onun cesaretini kırmamalı aksine daha çok destek olabilmek için tesvik edici olmalıydı
Tutuklular da bu tuhaf zaman deneyiminden muzdaripti. Kampta küçük bir zaman dilimi, örneğin saatlerce işkenceye maruz kalınan ve açlık içindeki bir gün sonsuz gibi görünüyordu.
Sevgi, güvensizlik hissinden dolayi almak degildir; vermekle, nesenin, ilginin, anlayisin, sakalasmanin ve üzüntünün, yani içimizde "canlı olan tüm seylerin ifadesi ve disavurumuyla" baslar.