Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

augustine

Bu hayatta sahip olamayacağı bir şey için can atmak iyi bir şey değildi.
Reklam
Bir süre sonra bu acının da hafifleyeceğini biliyordu; tıpkı güneş yanığı gibi kendi kendine geçer ve güneş ışığına karşı daha dayanıklı olmasını sağlardı.
"Bana söz ver," dedi Tully; sesi çatallaşmıştı. "Daima dost kalacağız." Kate sadece, "Daima," diyebildi. Tully bavulunu hazırlayıp kilitledi. Hiçbir şey söylemeden tekrar oturma odasına yöneldi. Radyoda American Pie çalıyordu. Kate, Bu şarkıyı, bu anı hatırlamadan bir daha dinleyebilecek miyim? diye düşündü içinden. Müziğin öldüğü gün. Tully'nın peşinden evin önüne çıktı. Orada polis memuru Dan gelip yavaşça Tully'yi çekene kadar birbirlerine sımsıkı sarılıp kaldılar.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Tully hayatında eksik olan her şeyi bu gülümsemede gördü.
"Acaba bizim sokağın adını kim verdi?" dedi Tully. "Ben bu sokakta hiç ateşböceği görmedim." Kate omzunu silkti. "Şu eski köprünün üst tarafı da Missouri Sokağı. Herhalde Missouri'li bir lider memleket hasreti falan çekiyordu. Ya da kaybolmuştu." "Belki de bu bir büyüdür. Burası büyülü bir sokak olabilir." Tully ona döndü. "Belki de birbirimizle arkadaş olmak için yaratıldık." Kate bu fikrin gücüyle ürperdi. "Siz buraya taşınmadan önce, bu yolun hiçbir yere çıkmayan sıradan bir yol olduğuna inanırdım." "Ama artık bizim yolumuz oldu." "Büyüdüğümüzde istediğimiz her yere gidebiliriz." "Neresi olduğunun bir önemi yok," dedi Tully.
Reklam
Aralarında bir sessizlik oldu. Tully sigarasını bitirip söndürdü. O ve Kate o kadar farklıydı ki, ay ışığında yıkanan bu karanlık arazi gibi tezatlarla doluydular. Ama onunla konuşmak o kadar kolaydı ki. Tully neredeyse gülümsediğini fark etti, hem de hayatının en kötü gecesinde. Bunun bir anlamı olmalıydı.
Tully gözlerini silip sigarasından bir nefes daha çekti. "Neden bana bu kadar iyi davranıyorsun?" "Yalnız görünüyorsun. İnan bana, bu duyguyu çok iyi biliyorum."
Bazen, eğer yeterince uzun süre gözlerini ayırmadan gökyüzüne bakarsan, gökyüzünden etrafına ateş böceği gibi küçük beyaz noktaların düştüğüne yemin edebilirsin.
Ama her şey çok çabuk değişiyordu. Artık bunu anlamıştı. Bir at bir gecede yaşlanıp sakatlanabilirdi. Bir arkadaş da aynı hızda bir yabancıya dönüşebilirdi.
Yine de kimi günlerde hala biraz... yalnız sayılmaz ama... şey hissediyordu... başı boş, belki. Sanki çevresindeki herkes yeri yurdu belli olan insanlardı.
Reklam
"Keşke annen böyle olmasaydı, Tully, ama Tanrı böyle istemiş; onun ruhu kayboldu, uzun süre önce." "Bu yüzden mi beni sevmiyor?" Büyükannesi eğilip ona baktı. Siyah kemik çerçeveli gözlükleri solgun gri gözlerini olduğundan daha büyük gösteriyordu. "Seni seviyor ama kendince. Bu yüzden gidip gidip geri dönüyor." "Bu hiç de sevmeye benzemiyor." "Biliyorum."
Hayatının büyük bir bölümü boyunca annesini özlemişti ve bu özlem, bulamadığımız bir oyuncağa ya da eşyalarınızı paylaşmayı kabul etmediğiniz için artık size gelmeyen bir arkadaşa duyulan özlem gibi değildi. O, annesini özlemişti. Bu duygu hep içindeydi, gün boyunca ağrıyan ve gece olduğunda keskin bir acıya dönüşen bir boşluk.
Sonsuza dek dostuz. Bunun, bu sözün, bir gün yaşlı birer kadın olarak gıcırdayan döşemenin üzerinde sallanan sandalyelerine oturmuş, eskilerden konuşup gülecekleri güne kadar devam edeceğine inanmışlardı.
Sonra o yolu birbirlerinin gözleriyle görmeye başladılar, yamacın başında yan yana durduklarında, yüksek ağaçları, çamurlu çukurları ve uzak karlı dağları değil, günün birinde gidecekleri bütün o yerleri görürlerdi. Geceleri yan yana olan evlerinden sıvışıp o yolda buluşurlardı. Pilchuck Nehri'nin kenarında oturup aşırdıkları sigaraları içer, bağıra bağıra, Billy, Don't Be a Hero şarkısını söyler ve birbirlerine her şeyi anlatırlardı; yaşamlarını birbirine dikerek, yazın sonunda bir kızın nerede bitirip diğerinin nerede başladığını kimse kestiremeyene kadar. Artık onları tanıyan herkes için TullyileKate olmuşlardı ve otuz yıldan daha uzun süre bu arkadaşlık, yaşamlarının hasar geçirmeyen bölgesi olmuştu: Güçlü, dayanıklı, güvenilir. Söylenen şarkı yıllar geçtikçe değişmiş, ama Ateşböceği Yolunda verilen sözler aynı kalmıştı.
Tekrar ilk gençlik yıllarına dönüyordu, kaybedilmiş bir savaşın gölgesinde reşit olmuş, en iyi arkadaşıyla yan yana, kopkoyu bir karanlıkta bisiklete biniyordu; öyle koyu ki, görünmez olmak gibi.
3.350 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.