Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.38
Fatih durmuş
Fatih durmuş
@fatihdurmus
Makine mühendisi
Uludağ Üniversitesi
Bursa
490 okur puanı
Ocak 2018 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitaplar
Okuma Hedefleri
Ultra maraton koşularının duayen ismi Kemal KUKUL hocamızın koşu yarışlarındaki tecrübe ve deneyimlerini aktardığı kitabı.
Yarış öncesi, yarış anı ve yarış sonrası neler yapılması gerektiği konusunda tavsiyelerini aktarmış. Ultra maratonlarda beden yorgunluğu ile birlikte zihinsel yorgunluğun nasıl aşılması gerektiği konusunda tavsiyelerde bulunmuş. Bende ultra maraton koşan birisi olarak uzun mesafe koşularında bir süre sonra bacak gücünden ziyade irade gücüyle koşuyorsunuz, psikolojik bir mücadele başlıyor. Bu kitabı da 100 kilometre yarışım öncesi Kemal hocama imzalatarak ondan almıştım.
Başarı yolunda yorgunlukların önemi ve değerine sürekli değinmiş hocamız. Antrenmanda yorulmayan, yarışta ağlar tabiri caizse...
Kitabın dili çok edebi değil ve bazı yerlerde sık tekrara düşmüş. Hocamız bir yazar değil, okurken bunu göz önünde bulundurun :)
Kitapla kalın, keyifli ve feyzli okumalar…
Normal bir beyaz yaka çalışanı iken kaderinin bu şekilde çalışarak geçmeyeceğini düşünüp işinden istifa ediyor ve dünya turuna çıkıyor gezginimiz Çağatay Özdemir. Kitabında başından geçenleri, hislerini, tecrübelerini aktarmış. Kitap oldukça güzel ve akıcı bir dille yazılmış. Bu kadar güzel bir anlatımının olmasını beklemiyordum, eline sağlık.
“Uyanış Yolculuğu” dediği mecaralarını okurken sanki yanında onunla birlikteymiş gibi bir hisle okuyorsunuz kitabı. Çıkmaza girdiği, çaresiz kaldığı anlarda göstermiş olduğu sabır ve çözüm yeteneği örnek olacak nitelikte. İlk kez gördüğü ve birçok kişinin yapmaya cesaret edemediği şeyleri yapması da oldukça cesaret verici.
Farklı ülkeleri gezip görme, keşfetme ve konfor alanının dışına çıkma konusunda korkuları olan kişilere kılavuzluk edecek nitelikte güzel bir kitap. Kendinize pay çıkaracak yerleri olacaktır muhakkak, okumanızı tavsiye ediyorum.
Kitapla kalın, keyifli ve feyzli okumalar…
Çizginin dışındakilerin -yani normal beklentilerin ötesinde başarıyı yakalayan kişilerin- hayatları tuhaf ve alışılmadık bir mantık izliyor. Gladwell bu mantığı basitleştirirken insanın kendi potansiyelinden en yüksek seviyede nasıl yararlanacağı konusunda heyecan verici bir plan sunuyor.
Tabii çizginin dışına geçebilmek sadece bireysel yetenekleriniz sayesinde olmuyor. Bunun için; aileniz, çevreniz, doğum tarihiniz, doğum yeriniz, fırsatların bol olduğu bir çağda doğup doğmadığınız gibi şans faktörünün de içerisinde yer aldığı oldukça kapsamlı bazı şeylerin de sizden yana olması gerekiyor. Hokey sporu, bilgisayar programcılığı gibi meslekler üzerinden örnekler vererek fikirlerini açıklıyor.
Başarı için 10 bin saat kuralının önemine de ayrıca değiniyor. Ne kadar diğer faktörler etkili olsa da uzmanlaşmak istenilen alanda en az 10 bin saat çalışmanın gerektiğini savunuyor.
Kitapla kalın, keyifli ve feyzli okumalar…
Okur Takip Önerileri
Arthur Schopenhauer’un beni fazlaca şaşırtan kitabı. Kadınların ruhuna ve doğasına yönelik çıkarımlar bekliyordum fakat okuduklarım daha farklı oldu.
Ona göre kadın erkeğe itaat etmek için yaratılmış ve onlar borçlarını doğum sancısıyla, çocuk bakıp büyütmek ve erkeğe itaat ile öderler. Kadınlar zihin bakımından dar görüşlü akli melekeleri zayıf yaratıklar. Kadınlar bedensel olarak erkeklerden aşağıdır. Kadınlar her zaman çocuksu, uçarı ve dar görüşlüdür.
Doğa kadınlara kendilerini korumaları ve savunmaları için ikiyüzlülük yahut riyakarlık yeteneği vermiştir. Dolayısıyla ikiyüzlülük ve riyakarlık onlarda doğuştandır. Diğer taraftan kadınlar dürüstlük, adalet, metanet, vicdanla ilgili konularda erkeklerden daha aşağıdadır. Dolayısıyla iki yüzlülük ve riyakarlık kadınlarda doğuştandır.
Arthur’a göre aşk vardır fakat bu tamamen yaşama iradesi ve cinsel içgüdü ile alakalı. Ne kadar büyük olursa olsun her aşk bütünüyle cinsiyet içgüdüsü ile ilgilidir. Aşkın nihai amacı gelecek neslin oluşturulması işi, üremedir.
Kadınları bu kadar kadınları yermesini, aşağılamasını ve hor görmesini beklemiyordum açıkçası. Görüşlerinin çoğuna katılmasam da dönemin şartlarını, toplumsal yaklaşımları, yazarın psikolojik durumunu, kadınlarla ilişkilerinde geçirdiği travmaları göz ardı etmememiz gerekir.
Kitapla kalın, keyifli ve feyzli okumalar…
Albert Camus’un Oran şehrinde meydana gelen Veba salgının toplumu nasıl etkilediğine dair çarpıcı bir romanı. Dünya tarihinde kitlesel ölümlere ve büyük acılara neden olmuş veba salgınlarından birinin, Oran şehrinde baş gösterip ilerlemesi, bu süreçte hem toplumsal hem bireysel olarak yaşanan sıkıntılar, duygu durumları, acılar konu edinmiş.
1947'de yazılan roman, geçen yıllarda çok şey değişse de insani tepkilerin, insan psikolojisinin zamansız olduğunu kanıtlar nitelikte.
Yakın zamanda covid pandemisi yaşamış bir toplum olarak pandemi döneminde yaşadıklarımızı, hissettiklerimizi tekrar hatırlattı diyebilirim. Eğer bu kitabı pandemiden önce okusaydım muhtemelen daha farklı hisseder daha çok şaşırırdım. Ama gel gelelim kitabı okudukça "biz de böyle yaptık, biz de böyle davrandık, biz de böyle söyledik" diye diye ilerledim. Toplumlar farklı olsa olaylar karşısında verilen tepkiler çok benzer.
Ölüm ve salgın karşısında nasıl da çaresiz kalıyor insanoğlu. Saramago’nun Körlük kitabını okurken de benzer duyguları hissetmiştim.
Kitapla kalın, keyifli ve feyzli okumalar…
İzdiaham Bursa kitap okuma grubuyla Bursa’da yaşayan kadın yazarımız Esra Kaynar’ın ilk kitabının kritiğini yazarımızın da katılımıyla birlikte yaptık. Yaşadığım şehirden kadın bir yazarımızın çıkması gurur verici :)
Kitabımız psikolojik kurgu kitabı. Ana karakterin zihni çok karmaşık bir halde. Bu karakterin düşünceleri, korkuları, çatışmaları biraz yazarın yardımıyla biraz hayal gücüne bırakılarak çözümlenmeye çalışılmış.
Yazarımız bir kadın olmasına rağmen ana karakteri erkek seçip erkek gibi düşünmeye çalışmış. Kadın-erkek mizaç farklılığından dolayı bunu başarmak oldukça zor bir iş, güzel iş çıkarmış.
Kitapta sanatsal, sosyolojik, psikolojik küçük küçük detaylar var bu da kitabı daha ilgi çekici ve dolu bir hale getirmiş. Kitapta bahsi geçen müzikleri kitabı okurken açıp dinledim, resimleri açıp inceledim. Yazarımızın kitabının içine serpiştirmiş olduğu bu küçük nüanslardan.
Kitapla kalın, keyifli ve feyzli okumalar…
Yazarın “Gece Yarısı Kütüphanesi” kitabından sonra okuduğum ikinci kitabı oldu.
Kitap bilim kurgu tarzında ve bir uzaylının görev için dünyaya gelmesiyle macera başlıyor. Farklı bir gezegenden gelen uzaylının, dünya içinde hissettiği insani duygularla başa çıkma hikayesi…
Matematik profesörü Andrew Martin dünyanın büyük bir matematik bilmecesini çözüyor ve birden ortadan kayboluyor? Bir süre sonra aynı kişi ama insan olmayanından bir yol kenarında anadan üryan çırılçıplak sağa sola koştururken görülüyor ve olaylar başlıyor :) bu profesör görünümlü insan olmayan dış varlık profesörün bu matematik bilmecesini anlattığı kişileri bulup öldürmeye çalışacaktır ama maalesef işler istediği gibi gitmez insanları öldürecekken insani hisler yaşamaya başlıyor ve insanları seviyor bu seferde kendi türü onu görevini yapmadığı için dışlıyor ve olaylar bu şekilde ilerliyor….
Kurgusunu bir uzaylının dünyayı tanıması ve anlamlandıramaması üzerine kuran yazarımız, bunu çok sıcak ve yalın bir anlatımla yapıyor. İnsan gibi görünüyorsunuz ama insan değilsiniz çok çok uzak bir gezegenden geldiniz ve insanlığın ilerlemesini engellemek için bazı görevleriniz var ama sorun şu ki bir süre sonra insanları sevmeye ve onların türünü benimseyene başlıyorsunuz. İnsanların yaptığı ve ona saçma gelen birçok davranış insanların duygularını anlamaya başlayınca anlamlı hale geliyor ve onlar gibi hissetmeye başlıyor.
Amir Khan'ın PK filmini izlediyseniz ona cok benziyor.
Kitapla kalın, keyifli ve feyzli okumalar…
Felsefe, din, bilim, psikoloji, sanat, siyaset gibi konularda 200 farklı temel anlayışa değinerek çok temel hatları ile anlatılmış.
Her konu başlığı kısa ve sade bir şekilde açıklanmış. Merak edenler için araştırma yapıp daha fazla bilgi edinme adına küçük bir kapı aralanmış.
Ben okuduğum başka kitapların yanında modum değişsin, kafam dağılsın diye bu kitabı okudum. O şekilde okuyabilirsiniz sizlerde.
Kitapla kalın, keyifli ve feyzli okumalar…
İvo Andriç'in "Drina Köprüsü" kitabı, Balkanlar'daki kültürel çeşitlilik ve Osmanlı İmparatorluğu'nun Bosna Hersek üzerindeki etkisini anlatan bir roman.
Kitap, Drina Nehri üzerinde inşa edilen köprünün hikayesi üzerine odaklanıyor. Köprü, Bosna Hersek ve Sırbistan arasındaki önemli bir geçiş noktasıdır ve tarihte birçok
Kitap, Atatürk'ün gençliği, askeri kariyeri, Osmanlı' nın çöküşü, Milli Mücadele ve Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşu gibi temel konulara odaklanırken, aynı zamanda Atatürk'ün kişisel yaşamı, düşünceleri, felsefesi ve edebi yönleri hakkında da bilgi veren bölüm bölüm 1-2 sayfalık özet bilgilerden oluşmakta.
Atatürk hakkında detaylı bilgi almak için bu kitap yeterli gelmeyecektir. İsminden de anlaşılacağı üzere “Dakikalar İçinde” Bilenler için kısa kısa hatırlatmalar, bilmeyenler içinse genel bir bilgilendirme şeklinde olmuş. Tabi İlber hocamın yorumuyla …
Kitapla kalın, keyifli ve feyzli okumalar…
Soru cevap ve sohbet eşliğinde yazılmış ve karikatürlerle süslenmiş kafa dağıtmalık ve oldukça akıcı bir kitap.
Murat Menteş ile büyük üstatlardan biri konuşuyor ve siz de yanlarında onları dinliyormuşçasına bir hisse kapılıyorsunuz. Konuştuğu yazarların fikirlerini ve iç dünyalarını öğrenmek için güzel bir kaynak. Biz bir çırpıda okuyup geçiyoruz ama Menteş bu yazarların bütün kitaplarını okuyup, yazarlar hakkındas derin bir araştırma yapmış olmalı.
Merak edenler için bu seride konuştuğu yazarlar: Ömer Hayyam, Charles Dickens, Fatma Atiye, Stefan Zweig, Abdülhak Şinasi Hisar, Isaac Asimov, Susan Sontag, Oğuz Atay, Tomris Uyar.
Kitapla kalın, keyifli ve feyzli okumalar…
İncecik ama hafızalara kazınacak türden bir kitap. Korkunç derecede çirkin bir cüce, insanların kalbine ulaşmaya, onlar tarafından farkedilip sevilmeye çalışıyor ama boşuna.
Kitapta “ömrüm boyunca kendimi anlatacağım anı bekledim.” diyor öyle bir bekleyiş ki bazen en ince ayrıntıyı bile paylaşıyor sizinle, yine olmuyor onun gibi
Rollo May kitap başlıklarını oluşturan 'cesaret' ve 'yaratma' kavramlarını irdeleyerek oluşturmuş bu kitabı. Çeşitli varoluşçu filozof ve düşünürlerin her ikisi hakkındaki görüşleriyle kavramları yayıp sonra gene toplamış. Yaratıcılığın sanatla, bilimle ve psikoterapi süreci ile ilişkisinden bahsetmiş olup yaratıcılığın iyi mi kötü mü olduğu konusunda çeşitli tartışmalara yer vermiş.
Kaygıyı,çağın sorunu ve nevrozun en temel semptomu olarak ele alan yazar bu olguyu açarak şöyle bir söylemde bulunuyor: Değişimin kaynağı kaygıdan gelir.Kaygı içerisine gömülen insan bunalım anında yaratıcı gizilgücünü açığa çıkarır.Cesaret ise umutsuzluğa rağmen ilerleyebilme yetisidir.Cesaretin bir paradoksu,kesin inanç ve şüphe arasındaki diyalektik ilişkidir.
Kitabın dili ağır. Felsefe, psikoloji bilimlerini ilgilendiren çok sayıda kavram var. Akademik yönü ağır basan bir eser. Dinç bir zihinle okunmanızı tavsiye ederim.
Kitapla kalın, keyifli ve feyzli okumalar…
Victor Hugo kitabı Notre Dame Katedrali’nin bakımsızlıktan dolayı yıkılması gerektiğini düşünen şehir planlamacılarının fikrine karşı çıkarak, kiliseye dikkat çekmek için yazmış. Başarılı da olmuş.
Kitapta benim dikkatimi çeken 3 aşk var:
Quasimodo nun saf aşkı. İçinde yaşadığı çağ gibidir, çarpıktır, biçimsizdir, bir gözü kördür, sağırdır,
Murat MENTEŞ’in müthiş kurgusu Hakan KARATAŞ’ın eşsiz çizimleri ile güzel bir kitap ortaya çıkmış. Yazarların hakkında bilmediğimiz birçok bilgiyi keyifli bir şekilde öğretiyor Menteş bizlere.
Konfüçyüs, Yunus Emre, Balzac, Ahmet Mithat Efendi, Arthur Conan Doyle, Halide Edib, Adorno, Orhan Kemal, Attilâ İlhan, Ursula Le Guin, Cemal Süreya, Umberto Eco ve Bruce Lee bu şahıslarla sohbet ederek onların iç dünyalarını bize açıyor, daha iyi tanımamızı sağlıyor.
Absürt edebiyet konusunda en beğendiğim yazarların başında geliyor Murat MENTEŞ. Absürtlükle beraber yazarlar hakkında bilgi edinmek istiyorsanız bu kitap güzel tercih olacaktır.
Kitapla kalın, keyifli ve feyzli okumalar…
