Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

fatma çavdaroğlu

fatma çavdaroğlu
@fatmacavdaroglu
hacettepe
33 okur puanı
Şubat 2021 tarihinde katıldı
Sabitlenmiş gönderi
En yakın yabancı sendin, yabancıların en yakınıydın sen.
Reklam
"Binlerce düğüm atsan da, ip aynı." -Rûmî
Doğrusunu söylemek gerekirse, farklılıklarımızı büyük bir hırsla vurguluyorsak, bunun nedeni açıkça gitgide daha az farklı hale gelmemizdir. Çünkü çatışmalarımıza, çok eskilere dayanan düşmanlıklarımıza rağmen, her geçen gün farklılıklarımızı biraz daha azaltıyor ve benzerliklerimizi biraz daha çoğaltıyor.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Bugün inanan bir insana tamamıyla kabul edilebilir gelen pek çok davranış, onun eski "din kardeşleri" için tasavvur dahi edilemezdi.
İslamiyet daha ilk adımlarından itibaren hiçbir engelle karşılaşmaksızın İranlılara, Türklere, Hintlilere, Berberilere açılmışlardı; kimilerine göre ihtiyatsızca, çünkü Araplar kendilerini yeniden istila edilmiş buldular ve fethettikleri imparatorluğun içinde iktidar güçlerini hızla kaybettiler. Bu, İslam’ın bayraktarlığını yaptığı evrenselliğin bedeliydi.
Reklam
378 syf.
·
Puan vermedi
İslam Dünyasında Hukuk ve İktidar
İslam Dünyasında Hukuk ve İktidarSami Zubaida
10/10 · 2 okunma
Aynı kitaplara dayanarak köleliği içinize sindirebilir ya da mahkum edebilir, ikonaları yüceltebilir ya da ateşe atabilirsiniz, şarabı haram kılabilir ya da hoş görebilir, demokrasiyi ya da din devletini savunabilirsiniz; bütün insan toplulukları yüzyılların akışı içinde şimdiki uygulamalarını doğru göstermişe benzeyen kutsal ayetler bulup çıkarmayı bilmişlerdir.
Bir gerçekliğin belirsiz, kavranamaz ve istikrarsız olması onun var olmadığı anlamına gelmez.
Çağımızın en ağır basan özelliği, tüm insanları bir bakıma göçmen ya da azınlık haline getirmek değil mi? Hepimiz köklerimizin dayandığı topraklara hiç benzemeyen bir evrende yaşamaya zorlanıyoruz; hepimiz başka diller, başka ağızlar, başka işaretler öğrenmek zorundayız; hepimiz çocukluğumuzdan beri hayal ettiğimiz biçimiyle kimliğimizin tehdit altında olduğu izlenimine kapılıyoruz.
Dünya bir tornavidayla parçalarına ayrılamayacak karmaşık bir düzenektir.
Reklam
Bir insanın kimliği başına buyruk aidiyetlerin birbirine eklenmeleri demek değildir, kimlik bir "yamalı bohça" değildir, gergin bir tuval üzerine çizilen bir desendir; tek bir aidiyete dokunulmaya görsün, sarsılan bütün bir kişilik olacaktır.
Her birimiz, itildiğimiz, bize yasaklanan ya da tuzaklar kurulan yollar arasından kendine bir yol açmak zorunda; birdenbire kendimiz olamayız, ne olduğumuzun "bilincine varmakla" yetinmeyiz, neysek o oluruz; kimliğimizin ''bilincine varmakla" yetinmeyiz, onu adım adım kazanırız.
Cinsiyetimizi belirleyen elbette sosyal çevremiz değil ama bu aidiyetin yönünü belirleyen gene de o; Kabil'de kız doğmakla Oslo'da kız doğmak aynı anlamı taşımıyor, kadınlık aynı biçimde yaşanmıyor, ne de kimliğin başka hiçbir öğesi...
Bütün bir insanlık özel durumlardan başka bir şey değil, yaşam farklılıklara gebe, "yeniden üretim" varsa da asla aynı olmuyor. İstisnasız her insan karma bir kimlikle donanmış; unutulmuş çatlakları, hiç akla gelmeyen dallanmaları ortaya çıkarmak ve kendisinin karmaşık, biricik olduğunu, yerinin başkası tarafından doldurulamayacağını keşfetmesi için kendi kendine birkaç soru sorması yeter.
"Kimlik cüzdanı" demenin uygun görüldüğü şeyin üzerinde bir soyadı, ön ad, doğum yeri ve tarihi, fotoğraf, birtakım fiziksel özellikler, imza, hatta bazen parmak izi bulunur - karışıklığa olanak tanımadan işbu belgenin Filancaya ait olduğunu, geri kalan milyarlarca insan arasında ister tıpatıp benzeri, ister kardeşi olsun onunla karıştırılabilecek tek· bir kişinin var olamayacağını gösteren bir işaretler yelpazesi.
345 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.