Kitaptaki konuları başlıklar halinde sıralayacak olursam; Medya, reklam sektörü, teknoloji, eğitim, kapitalizm, eşcinsellik ve tesettür gibi konulardaki eleştirilerini sıradışı ve kendine özgü tasvirleriyle anlatmış; modern çağın getirdikleri ve götürdükleri, popüler kültür, ezen ezilen ülkeler, sınıfsal ayrım, globalleşen dünya gibi kritik konuları da inanılmaz metaforlarla eğlenceli hale getirmiş. Absürt mizahını bayağı başarılı buldum. Genel itibariyle eleştirileri yerindeydi tabii katılmadığım kısımlarda oldu. Okunması gereken bir kitap tavsiye ederim.
Eşkali belirsiz iktidar karşısındaki haklı ve tutarlı her itiraz, budalaca bir kapris diye nitelenip küçümsenecek bir tarafı yoksa kamçı efektleriyle bastırılır.
“Bütün bulutlar dağılmış ama gök görünmemiş gibi; film bitmiş ama ekran kararmamış gibi; yürümüş, yürümüş, yolun ansızın kesildiği noktada öylece durmuşsun gibi; ev ve hikâye ufalandıkça ufalanmış, sen hâlâ onlarla göz gözeymişsin gibi.”
Şeyhim beni 70’lere ışınla,
3 milyar saniyem bitmeden önce
sonsuzluğu bükeyim, kalan ömrümce.
tasavvuf strese iyi geliyor bence.
bir fırt ab-ı hayat versene şeyhim
dindirsin faniliğin hararetini.
bitsin mutat prova, deney, tatbikat;
ecel formalitesi, azap rutini.
şeyhim nedir bütün bu illüzyonlar seraplar?
aşk üçgeni, meşk dairesi, kudret karesi,
zeval kulvarındaki zırhlı araçlar?
şimdi yani tam şu an kaderde ne var?
şeyhim adım kara listede, aha!
görünmüyor hicret rotasındaki vaha
açamam, açamazsın, açılmaz şeyhim,
sıfırın ortasına bir delik daha.
şeyhim 14 milyar yıl ne çabuk geçti
yaş kırk oldu kırklara karışamadım
ben defterden sildim ölümsüzlüğü
şeyhim kainata alışamadım.
youtu.be/Qq50Dtk5KxA
“Yalan; ekonomik bir zorunluluk, politik bir silah, sanatsal bir gereklilik, medyatik bir yöntem, cinsel bir bahşiş ya da toplumsal bir alışkanlık olarak meşruiyet kazandığı anda güçsüzlüğün ve ve suçun üreme koşulları yerine getirilirmiş demektir.”