Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

fcimm

Tüm totaliter kurumlarda, daha doğrusu tüm kurumlarda(tüm kurumlar totaliter değil midir zaten?)insan her zaman erken yatmak zorundadır - yatılı okullarda, manastırlarda, ailede, cezaevlerinde, hastanelerde... Kişinin istediği saatte yatma hakkını destekleyen,bu özgürlüğe onay veren hiçbir kurum tanımıyorum. Kurum her zaman "geç"yatanı suçlar, erken yatanı değil. (Sf.16) Gece insanlarına her zaman kuşkuyla bakılır. Bir başkan, bir papaz ya da bir general, doğanın güzelliği içinde, arkasında parlayan bir güneşle canlandırılabilir, ama gecenin karanlığı fonu önünde, asla.(Sf.17) Gündüzler bizi mantığımızı kullanmaya, kendi hapishanemize kapanmaya zorlar.(Sf.18) Geceleri dünya, birbiriyle haşır neşir olmuş, özgür, meraklı insanların ruhuyla canlanır.(Sf.19) Gece vakti, gündüzün telaşından, hayhuyundan eser kalmaz. Az çok huzura kavuşmuş oluruz. Şöyle bir on saat kadar, bizden istenen, beklenen bir şey olmayacaktır.(Sf.20) Gün boyunca dikkatimizi,gözlemin hizmetine sokarız. Gündüzleri uydusuyuzdur dışımızda olup bitenin.(Sf.21) "Yaşamın anlamı" gece duyumsanır ve sorgulanır. Kimse bunu öğle yemeği sırasında tartışmaz. Yaşam, gecenin konusudur.(Sf.22)
Reklam
Eğitime bir bilim olarak bakmıyorsan, bu bilimin sebep sonuç ilişkilerine ciddiyetle yaklaşmıyorsan boş yere burada vakit geçirmemize gerek yok.