Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Feride Bayramlı

Kadın şevkle arzuladığı şeyi tutkusunun nesnesinden nihayet elde edebildiğinde, çektiği acı sona erer ve tutku zamanla tükenir. Tatlı acıların yok olması üzerine kadın belki de aşkının bittiğine kendini inandırır.
Reklam
Sevdiğimiz erkeklere takıntımızı hissettiğimiz acı, boşluk, korku ve kızgınlıklardan kaçınmak için kullanırız. İlişkilerimiz, tek başımızayken hissedebileceklerimizden uzak durmak için başvurduğumuz maddelere dönüşür. Erkeklerle etkileşimimiz ne kadar acı vericiyse, dikkatimiz de o kadar dağılabilir. Gerçekten korkunç olarak nitelenebilecek bir ilişki, çok güçlü bir ilacın yaratacağı etkiyi hissettirebilir. Bir erkeği odağımıza yerleştiremediğimizde yoksunluk çekmeye başlarız; hatta genellikle madde bağımlılarının mustarip olduğu yoksunluk sendromunun fiziksel ve duygusal belirtilerini gösteririz: mide bulantısı, terleme, ürperme, titreme, yerinde duramama, takıntılı düşünme, depresyon, uykusuzluk, panik ve kaygı nöbetleri. Bu belirtileri rahatlatma çabasıyla ya eski partnerimize döneriz ya da yenisini buluruz.
Beni terk ettiği için onu suçlamadım, ne de olsa ben bile kendime tahammül edemiyordum.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Aşırı seven kadın aşkının derinliğini, çektiği ıstırabın derinliğiyle ölçer.
-Nə qədər olmasa, sizin kimi mütəxəssisdən gələn məğlubiyyət belə, Hekket, mənə çox şey öyrədər.
Reklam
"Kırkıncı Kural" dedi tane tane konuşarak. "Aşksız geçen bir ömür beyhude yaşanmıştır. Acaba ilahi aşk peşinde mi koşmalıyım mecazi mi, yoksa dünyevi, semavi ya da cismani mi diye sorma! Ayrımlar ayrımları doğurur. AŞK'ın ise hiçbir sıfata ve tamlamaya ihtiyacı yoktur. Başlı başına bir dünyadır aşk. Ya tam ortasındasındır, merkezinde, ya da dışındasındır, hasretinde."
Sayfa 415Kitabı okudu
Ella bir yandan Tanrıyla münakaşa ediyordu. "Bu kadar geç verdiğin aşkı böyle erken mi alacaksın elimden? Adil değil bu yaptığın. Ya hiç vermeseydin aşkı, ya bıraksaydın yaşayayım...”
Sayfa 409Kitabı okudu
Seni tanımak için çok şey bilmeme gerek yok. Senin özünü görüyorum.
Sayfa 369Kitabı okudu
Rumi diyor ki - aşk dışarda bulunan bir şey değildir. İçerden gelir. Tek yapmamız gereken içimizde bizi aşktan alıkoyan engelleri bulup kaldırmaktır.
Sayfa 310Kitabı okudu
Ben ne zaman seni düşünsem, kazana kattığım malzeme kocaman bir tebessüm oluyor.
Sayfa 188Kitabı okudu
Reklam
On Dokuzuncu Kural: Başkalarından saygı, ilgi ya da sevgi bekliyorsan, önce sırasıyla kendine borçlusun bunları. Kendini sevmeyen birinin sevilmesi mümkün değildir. Sen kendini sevdiğin hâlde dünya sana diken yolladı mı, sevin. Yakında gül yollayacak demektir.
Sayfa 176Kitabı okudu
Ne kadar az bilirsen bilmek istemediğin şeyleri, o kadar az incelir derin, incinir kalbin. O kadar az kanarsın. Böyle bakınca aslında, cehalet o kadar da kötü bir şey değildi.
Sayfa 169Kitabı okudu
Aşk bir seferdir. Bu sefere çıkan her yolcu, istese de istemese de tepeden tırnağa değişir. Bu yollara dalıp da değişmeyen yoktur…
Sayfa 118Kitabı okudu
Beşinci Kural: Aklın kimyası ile aşkın kimyası başkadır. Akıl temkinlidir. Korka korka atar adımlarını. "Aman sakın kendini" diye tembihler. Halbuki aşk öyle mi? Onun tek dediği: "Bırak kendini, ko gitsin!" Akıl kolay kolay yıkılmaz. Aşk ise kendini yıpratır, harap düşer. Halbuki hazineler ve defineler yıkıntılar arasında olur. Ne varsa harap bir kalpte var!
İnsan, aklını aç ve muhtaç bir bebek farz edip kaşık kaşık bilgiyle doyurmalı. Ama nasıl ki bazı yiyecekler bebeğe ağır gelirse, bazı bilgiler de akla ağır gelir, onu da unutmamalı."
4.044 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.