Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

MYC

MYC
@fikirsenfonisi
Her insan farklı bir ahenk, farklı bir ses.Sevincin sesi, hüznün sesi. Hepsi farklı dünyaların bir senfonisi. Okur, Yazar, Gezer
Her kuşak sonraki kuşağın kültürüne yabancıdır. Gelişmenin kuraldır bu.İnsanlar değişiyor. Teknoloji değişiyor.Hayat akışı değişiyor.Bu değişimler biz yetişkinlere kaygı ve korku yaratırken, gençlerde ilgi ve merak uyandırıyor.
Reklam
Hayatının bu yeni dönemine girerken aklında ki soruları lütfen kendinde saklama. Etrafında seninle bu konuları konuşmak isteyen pek çok insan var. Başta evdekiler olmak üzere...
Ergenliğin başlangıcı biyolojik, bitişi ise kültüreldir.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Kırlangıç yuvasına kadın sığar mı demeyin.İnsan aklına sığan şeyleri bir yol hayal buyurun.
Sayfa 114Kitabı okudu
Kelimeci, lafızcı olmyacaksın.Kelime ve lafzın hakkınıda vererek özcü ve ruhcu olacaksın... ... Dünyaya, eşyaya yeniden anlamını getireceksin.O zaman Allah da sana senin kendi öz anlamını bağışlayacaktır. Hiç kuşkun olmasın.
Reklam
Yazı, milletin tarihteki devamını sağlar ve akılda tutma şeklidir.
Bugünkü dünyada Müslümanlar neyi ifade ediyor? ... Ne ölçüde Müslümanız ? ... Biz esir durumdayız... Biz eğitimsiziz... Biz fakiriz... Biz bölünmüş topluluğuz...
Sayfa 30 - fideKitabı okudu
Dede'yi Wagner olmadığı için, Yunus'u Verlaine, Baki'yi Goethe ve Gide yapamadığımız için beğenmiyoruz. Uşsuz bucaksız Asya'nın o kadar zenginliği içinde, dünyanın en iyi giyinmiş milleti olduğumuz halde çırçıplak yaşıyoruz.
ama bir akşam hakedilmemiş bir akşam dürüst ve islâm kalmamışsam yeter kendimi yargılamama bir şey yapmam biraz daha beklerim
Bir kere "Hitabet" derslerinde kendilerine bir prensip söyledim. "Câmie gelen her Müslümanın İslâmî itikat ve ibâdet hakkındáki bilgileri her evde bulunması lâzım gelen İlmihal kitaplarından öğrenmiş olması gerekir. Câmide kendisine İslam’ın içtimâî bilgileri, yâni insanlarla olan münâsebetlerdeki İslâmî tutumları öğretilmelidir. Ferdî ibâdete âit bilgiler İlmihal kitaplarından edinilmelidir. Mübarek günlerde, kandil gecelerinde yapılan vaazlarda ve hutbelerde cemaat daha fazla olacağı için, cemiyetle ilgili meselelerin öncelikle söylenmesi zarurîdir. Öteden beri alışılmış menkıbelerden ve târihî tefsîrlerden artık vazgeçilmesi, günün meseleleri, zamanın kötü ibtilâları, yaygın ahlâkî noksanlar hakkında cemaatin dikkat nazarları çekilmelidir."
Sayfa 431Kitabı okudu
Reklam
Bu kısa anlatımda bazı kısımlar efsanevi hatta peri masallarından çıkmış görünebilir. Oysa ne yazık ki hepsi gerçek.
Elektriğin icadından önce yazılan eserleri mum ışığında okumanın esprisini yapardık. Gereksiz bir antikalık gibi gelebilir kulağa, fakat bir yağlı boya resme mum işığın da baktığınızda, ne kadar iyi aydınlatılırsa aydınlatılsın, resmin normalde olduğundan çok daha farklı bir hal aldığını görürsünüz
Peki arzunun en çok neye ihtiyacı vardır? Sınırının belirlenmesine... 
İnşa edilen bir kütüphane, yaratılan hayat demektir; yığılmış kitaplar toplamı değil.
Doğumda ya da hemen sonra tanınan bazı nesneler olabilir; yüzler gibi. Ama bunun ötesinde nesneler dünyası, deneyim ve etkinlikle tanınmalıdır: Bakarak, dokunarak,yoklayarak,nesnelerin görünümü ile dokunuşu arasında ilişkiler kurarak.
Neyse ki hastalık müzikal güçlerine dokunmamıştı.
Reklam
Herkesten çok ailesi, arkadaşları, kocası ve kızı ve öğrencileri, meslektaşları, süpermarketteki yada sokakta ki yardım sever insanlar Lilian'ın hastalığı ile başa çıkmasına yardım ettiler. Agnoziye uyumu olağanüstüydü, durmadan ilerleyen algısal ve bilişsel bir savaşın karşısında yaşamı sürdürmek için yapılabilecekler konusunda bir dersti.
"sorunlar asla yok olmadı ama ben onları çözmede daha zeki hale geldim." diye yazıyor , Howard
Zihnin mesajı sözle, gönlün mesajı sözsüz ifade edilir.
Bizimki bir deneyim bilmidir. Sadece resmi araştırmalardan ve vaka toplantılarından değil , edebiyattanda ediniriz bu deneyimi. Bu da duygu ve davranışın karmaşık yanlarını anlamamızı kolaylaştırır.Shakespeare in oyunları , Dolstoyevski nin romanları veya James in kısa öyküleri olmadan , ızdırap ve çatışmaya karşı bilgimiz sığ , kendimize dair paylaşımlarımız tel boyutlu kalacaktır.
Günün çoğunu doğaçlama bir bilgelikle geçirdikten sonra kalan vakitte kusurlu normalliğimize geçiş yapmanın sonuçlarıyla micadele etmemiz gerekir.
Reklam
Acılarını dindirmemizi, zehirli enerjilerini akıtıp boşatmamızı umarlar.
Vehbi Koç: “Önce Hesabını Bil!” Sakıp Sabancı: “Önce Adamını Bul!” Sabri Ülker: “Önce Dürüst Ol!” İbrahim Bodur: “Sıra Adamı Olma!” Mustafa Küçük: “Çift Kanatlı İnsan Ol!” Mecit Bahçıvan: “Mesleğinin En İyisi Ol!”
Kelimelerin ruhu vardır. Kelimeler,sadece harflerin bir araya gelmesiyle oluşan anlamın dışında bir şeydir. Çiçek sadece çiçek değildir mesala,Ya da mektup, yalnızca bir zarfın içinde ki kağıt mı dır , mektup? Fotoğraf denilince niye içimiz titrer o zaman? Çünkü o yalnızca bir fotoğraf değildir de ondan.
Ben bir insanım ve insani hiçbir şeyin bana yabancı kalmasına izin vermem.
Blaise Pascal " İnsanlık onurumu aramam gereken yer uzam (uzay ) değil düşünce yapımdır. Toprak sahibi olmamın bana faydası olmayacaktır. Evren uzam yoluyla beni kavrar ve bir parçacık gibi icine çeker: bense düşünce yoluyla evreni kavrarım. Pascal " mutsuzluğunuzun tek nedeni, insanın odasında sessizce nasıl oturacağını