Puanım 2/5 (%44/100)
Benim için neredeyse 3 yıldız bir kitap ama genelini düşündüğümde eh işte dediğim için böyle bir puanlama yaptım. Dune garip bir seri. İlk kitap gerçekten ağır ama bitirdiğimde çok iyi olduğunu düşünmüştüm. Sonra 2 3 ve 4. kitap derken serinin gittikçe kötüleştiğini fark ettim. Hepsinde güzel yönler var ama ilk kitaptaki o büyü yok bence. 5. kitap şu ana kadar okuduklarımdan en kötüsüydü. Gerçekten Frank Herbert'e Dune kitabı lazım bir şeyler yaz diye zorla yazdırılmış bir kitap gibi hissettirdi. Başta Duncan falan görüp "bundan bir şeyler çıkabilir" diye düşünürken kendimi sürekli sıkılırken buldum. O yüzden böyle çook uzun sürede bölük pörçük bir şekilde bitirebildim. Sonu da çok aceleye gelmiş gibi hissettirdi (600 küsür sayfa kitap olmasına rağmen). 6. kitap da elimde var, bir ara okurum ama hiç acele edeceğimi sanmıyorum. Bir şeyi tadında bırakmak lazımmış gerçekten. Bence Dune 3 kitap olmalıydı ve filmler gibi Paul Atreides'in hikayesini anlatmalıydı (bunu 3 ve 4. kitapta çok güzel sahneler olmasına rağmen diyorum). 5 ve 6. kitaplar zaten birbirine bağlı gibi olduğu için diğerini de çok seveceğimi sanmıyorum. Dune Sapkınları benden pek geçer not alamadı maalesef.
Dune SapkınlarıFrank Herbert · İthaki Yayınları · 20211,853 okunma
Evrendeki en tehlikeli şeylerden biri, davasında haklı olan cahillerdir. Ama çok daha tehlikelisi, davasında haklı olan bilgili ve zeki bir toplumdur. Zekilerin intikamı öyle korkunç olabilir ki hayal bile edemezsiniz.
İnsanlar anlık sevinçlerden ya da mutluluk denen o daha derin ruh halinden fazlasını ister hep. Hedeflerimize ulaşmamızı sağlayan sırlardan biridir bu.
"Büyük meblağları transfer etmenin veya güç satmanın birtakım yolları hep vardır," dedi kadın. "Fabrikaları değil insanları çalıştıran güçten bahsediyorum."
"Genellikle hükümet, toplum ya da uygarlık gibi tuhaf isimler alan güçten," dedi Teg.
Savaş çıkarmak için kitlelerin kandırılması gerektiği doğruydu demek. Saygın Analar gibi davranmak ne kolaydı.
Kandırma kısmı kimilerinin sandığı kadar zor değildi. Çoğu insan yönlendirilmek isterdi. Şu arkadaki subayın istediği buydu. Bunun sebebi, insanın derinlerindeki kabile içgüdülerinde (güçlü bilinçaltı saiklerinde) yatıyordu. Insan ne kolay yönlendirildiğini fark edince günah keçileri arayarak tepki verirdi doğal olarak. Şu arkadaki subay da şimdi günah keçisi istiyordu.
Odrade, Missionaria Protectiva öğretilerinin insanların bağımsızlığını kolayca ellerinden alışına daha önce hiç odaklanmamıştı. Hedef hep buydu elbette: Onları mürit yapın ki itaatkâr olup ihtiyaçlarımızı karşılasınlar.