zehra.

zehra.
@fzeg
(Ψ)
15 okur puanı
Eylül 2020 tarihinde katıldı
Elinden kaçanı seviyorsun ve bunu günlüğünde şöyle açıklıyorsun: “Kavuşma değil de veda, birleşme değil de kopmaydı hayatımda sevdiğim her şey.”
Reklam
İnsan, soru sormanın sözde yüceliğini cebinde taşıyadursun, başka tüm var olanlar gibi yanıtsız eyleyendir. Hayat hangi sorunun yanıtı için duraksar? Biz yanıtlarla özgürleşemez olanız; eyleyerek var olmaktan başka ne çaremiz var?
Her bir varlık, bir zaman varlığa gelmiş, bir zaman varlıkta kalmış ve bir zaman sonra da varlığı çözülecek olmaklık bakımından ortak yasaya uyarlar.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Nietzsche'ye göre, mutlak bir Tanrı icat ederek bütün varlıkların yazgısını onun kararına bırakmaya kalkan klasik aşkıncılık da, insanı tanrılaştırarak kendi kaderini belirleme gücünün insanın kendi elinde olduğu fikrini yaygınlaştıran modern aşkıncılık da Sokrates sonrası Batı düşüncesinin zayıflıklarındandır. Oysa Sokrates öncesi dönemin hayatı coşkulu kabullenişinde, mutlak efendilik ne Tanrı'da ne de insanda ama bunların tümüne yuva olan o tek gerçekliğin, dünyanın, doğanın ve hayatın karmaşık işleyişindedir.
Conatus gereği eyleyip dururken bu yaşantıyı sözde yüce bir ereğe varmak için kederli bir mesaiye mi dönüştüreceğiz yoksa varılacak yeri bir kenara bırakıp yolda olmanın tadını mı çıkaracağız?
Reklam
Spinozacı olmak, kuşkusuz, kavramakla geçen bir yolda oluşu, kendiliğinden sevinçli bir yolculuğu, kavradıkça güçlendiren, güçlendikçe de sevinci artıran bir dönüşümü fark etmektir.
Ne evrenin ne de evrimin bir ereği var; ama bütün bunlar, sıcaktan kavrulmuş bedenlerimizi serin bir suyun gövdesinde soğuturken duyacağımız hazzı engellemiyor.
Kozmik bir festivalde olduğumuzu bilerek yaşamak, burada ve şimdi senfoniye katılmak sevinçli bir meşguliyet olamaz mı?
Belki de tüm yaşam, eşsiz bir senfonik bestenin canlı orkestrasında çalmak gibidir; her birimiz, her bir varlık, canlı ya da cansız her bir zerre, senfoninin bütüncül melodisine katkıda bulunurken bu sonsuz uzunluktaki konserin kaydı tutulamayacak, kimse tarafından icranın tümü yeniden dinlenemeyecektir.
.. hayatın bizler tarafından keşfedilmeyi bekleyen saklı bir hedefinin olmayışı, o hayatı deneyimleyen bizlerin büsbütün bir anlamsızlık ya da boşluk duygusuna mecbur kalacağı anlamına gelmez. Evrenin bütünüyle kendi kendini organize eden, tümüyle gelip geçici varoluş deneyimlerinden oluştuğunu fark ederek, varlıkların sürekli olarak sahnede görünüp kaybolduğu bu eşsiz kumpanyada rolümüz kadar yer almanın getireceği sevinci yakalayabilir, dahası, tam da bu sürgit akış içinde bir görünüp bir kaybolan figürlerden biri olarak, o muazzam kozmik tabloda nasıl bir hareketli estetik imaj oluşturduğumuzu kavrayabiliriz.
Reklam
Yaşamınızdaki sayılı günlerden bir tekini silin…yazgınızın yönü kim bilir nasıl değişik olurdu! Bunu okurken bir dakika durun, sizi çekip götüren zinciri düşünün; ister demirden olsun ister altından, ister çiçeklerden ister dikenlerden örülü olsun… o unutulmaz günlerin birinde ilk halkası yaratılmasaydı, bu zincir belki de size, yaşantınıza hiç dolanmayacaktı!
Sayfa 102
Mabedin imarıyla din adamının refahını hesaplayan din davası, Allah’ın dinini devirmiştir. İmanı daraltıcı şekiller, kalbi çepeçevre duvarla kuşatan kaide­ler, bedenin istekleri ve haz cennetleri, hesap ölçüleri, ruhumuzun dünyaya çevrik iştihaları, tesbih sayıları, güzel seslerle donatılmış merasimler, hukukun kaideleriyle korunan ve dünya siyasetine destek arayan din adamlarının sözde dindarlığı... Bunların hep­si gerçek dinin düşmanlarıdır; çünkü bunlar, Allah’ın rahmetine kapatılmış kat kat kapılardır.
Ölüm niçin en kuvvetli derstir de hepimiz için manâsız kalır?
Sonu olan bu âlemde sonsuzluğun yolcusu olan insan, arzımızın bu yalnız yolcusu, burada bir muamma olan hayatına bir hikmet, kendine dost, düşüncesine destek bulabilmek için sonsuzluğa sığınmak mecburiyetindedir.
34 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.