Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Sude

...ben kimsesizliğin hudutsuz açık denizlerinde avâre yüzmesini bilirim, ben umman dalgalarının başımın üstünde kudurarak haykırdığı geceler sabahlara kadar nefesim kesik, göğsüm tıkalı, gözlerim kapalı durmasını bilirim.
Reklam
...dalgalanan bir insan kalabalığının ortasında ben kendi kendimi arıyordum, içimdeki o yitik insanı arıyordum.
“…insan mademki çok büyük ölçüde kaba ve akılsızdır, mademki derin biçimde mutsuzdur, o zaman nedir gurur? Gururun ne anlamı var? Kendi kendimize hayran olmaktan vazgeçmeliyiz. Yapılacak tek şey çalışmaktır.”

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
“İnsanın huzuru dışarıda değil, içindedir. + Nasıl yani? Sıradan bir insan iyiyi, kötüyü dışarıdan bekler. Düşünen bir insan ise kendinde bulur.”
“...o sadece duymak, bir insan sesi duymak, içinde boğulmak üzere olduğu yalnızlık denizinin önüne bu sesi bir set gibi çekmek istiyordu.”
Reklam
Bir kez kendini bulmuş olan kişinin bu yeryüzünde yitirecek bir şeyi yoktur artık. Ve bir kez kendi içindeki insanı anlamış olan bütün insanları anlar.
Ne var ki kaderin tüm beklentilerimi yerine getirmesi ve benim de bunun ötesinde hiçbir şey talep etmeyişim bir alışkanlık haline geldiğinden bu hal giderek yaşamımda bir heyecan eksikliğine ve cansızlaşmaya yol açtı. O dönemde bazı yarı farkındalık anlarında bilincine tam varmadan içimde özlemini çektiğim şey arzulardan ziyade, arzulama arzusuydu; daha güçlü, daha bağımsız, daha tutkulu, daha doyumsuz istek duyma, daha yoğun yaşama, belki de acı çekme ihtiyacıydı. Fazlasıyla aklı başında bir yöntemle varoluşumdan bütün çelişkileri uzaklaştırmıştım ve bu çelişki yokluğu canlılığımı söndürüyordu. İsteklerimin giderek daha da azaldığını ve zayıfladığını, duygularıma bir tür donukluğun yerleştiğini görüyordum; belki de en iyisi şöyle ifade edecek olursam, bir tür ruhsal iktidarsızlık ve yaşamda tutkuyla yer alabilme yetersizliği hissettiğimi söyleyebilirim.
Gül ektiğin yerde evlat, devedikeni büyüyemez.
Sayfa 260Kitabı okudu
Öyle hissediyordum ki, bende onlara korkunç yabancı gelen bir şeyler vardı, bu yüzden hiçbir şekilde aralarına karışamıyor, beni saran bu yoğun kitleden kopuk bir şekilde suyun üzerindeki bir yağ damlası gibi tek başıma yüzüyordum.
Saklamaya çalışma, nafile. Sevda, çocuk gözlerinden uyku gibi akıyor.
Reklam
“...Bir başka efsanaye göre ise ay, güneşe âşık bir kızmış. Ay kızla güneş oğlan evlenmişler ama güneş, onu aldatmış. O nedenle mutlu günlerinde beyazlar giyen, yüzü gülen ayın; aldatıldığı günlerde rengi solar, yüzü donuklaşırmış.”
Sayfa 21
“Dedi ya, duracağın yerden emin olmadan durma, diye. Koşalım, elbet duracak bir yer bulunur. Evet ben buldum Dağınık Saç. Birkaç nefeslik, birkaç dakikalık ya da birkaç günlük... Benim duracağım yer, onun durağıydı.”
“Hatırlarsan gözlerine hiç bakmadım. Aşık olmaktan korkmaya başlayan bir erkeğin sırrıdır o.”
39 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.