Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Sude

Reklam
Yalnız başıma kalmak istediğim, acılarımı kimseyle paylaşmak zorunda olmadan üzülüp kederlenmeyi tercih ettiğim zamanlar oluyor. Üstelik böyle zamanlar gitgide daha sık çökmeye başladı üstüme.
Kayalıklar ve uçurumlar üzerindeki gök de sanki insanları bırakıp uzaklara gitmiş, erişilmez bir ülkedir.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Senin mevkin benim gönlümdür.
Sayfa 353 - Can YayınlarıKitabı okudu
Mektubunu okuyan arkadaşına doğru bakınca sephanın üzerindeki kitapları gördü. Açlıktan midesi kazınan birinin yiyecek gördüğü anda gözleri nasıl arzuyla dolarsa onun da gözleri öyle şevkle, istekle parladı.
Sayfa 5 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
...Saraydakiler Mutlu Prens derler bana, gerçekten de mutluydum, eğer zevk içinde yaşamak mutluluksa. Öyle yaşadım ve öyle öldüm. Sonra da, ben öldükten sonra heykelimi buraya, böyle yükseye diktiler; şehrimin bütün çirkinliğini, şehrimdeki bütün yoksulluğu görebileyim diye ve kalbim kurşundan da olsa ağlamamak elimden gelmiyor.
Sayfa 3 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Nereyi seversen orası senin dünyandır.
Sayfa 13 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Ama ben öyle çekilmez biriyim ki artık, uzatılan pamuk kadar sıcak elleri görmezden geliyorum. Onların tek istediği beni hayata katmaya çalışmaktı, bense sırtımı dönüp kaçardım. Şu halime baksana; benim gibi biriyle kim ciddi düşünür ki, bu yüzden sevdiğim kadar da nefret ediyorum insanlardan. Herkese, her şeye, tümlüğe gülümsüyorum ama sonra ağlıyorum köşelerde; küfrediyorum. Çizilmiş bir resmin donuk karesiyim, aynı pozda kalmış. Anlayan hiç anlamıyordu beni, ben de anlamsız halde yağmurlara karışıyorum; artık tepeden tırnağa kasvetli bu şehirde, kime baksam aynı acıyı gömüyorum içime. Yalnızlığımla övünüyorum artık anlayacağın. Çünkü kendinden kaçamayan bir başkasına koşmamalı.
İnsanların çoğunun muhakeme gücü körleşmiştir. Kendilerine doğrudan dokunmayan, sivri ucu ısrarla sert bir şekilde duyularına kadar nüfuz etmeyen şey, onları neredeyse hiç harekete geçirmez; ancak gözlerinin önünde cereyan eden, duygularına dokunacak en ufak şey bile içlerinde ölçüsüz bir tutkuyu ateşler. İşte o zaman duyarsızlıklarının yerini gereksiz ve aşırı öfke alır.
Bir sanat eseri olmak istiyorum, en azından ruhumla; çünkü bedenimle olmayı başaramıyorum.
Sayfa 23 - Aylak AdamKitabı okudu
Reklam
...Ve eğer yaşamadığını düşünürsen umarım içinde her şeye yeniden başlayacak gücü bulursun.
Ne hatırladım, biliyor musun ağabey? dedi. Bir gün rahmetli annemle tartışıyordum: "seni dinlemek istemiyorum" diye bağırıyordu. Sonunda şöyle dedim ona: "Beni anlayamazsın anne, ikimiz ayrı kuşakların insanlarıyız çünkü." Bu sözüme çok gücendi; bense "Ne yapayım," diye düşünmüştüm, "ilaç acıdır, ama gene de yutmak gerekir." İşte sıra şimdi bize geldi, çocuklarımız onların kuşağından olmadığımızı söyleyecekler bize ve biz bu acı ilacı yutacağız.
Galiba babam, sevgisizlik borcunu bana parayla ödüyordu.
39 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.