Bilgili olmak başka, bilge olmak başka. Bilgili insan sadece bilir ama bilge, bilgiyi işe yarar hale getirir, kullanılır kılar, bilgiyi hayatın içine dahil eder. İşte güzel insan budur.
Belki sondur, belki başlangıç.
Belki bir halden diğerine geçiştir.
Dünyanın çatısında,
Asya'nın kalbinde,
Yeryüzünün en ücra köşesinde..
Hemoglobin oranım yükselsin, sorun değil. Kanım pıhtılaşsın, başım dönsün, midem bulansın.
Aradığım, kilometrelerce ötedeki kulağım, hissedenim, duyanım, imkansızım değil, en yakınım ordadır belki.
Yedi
Kitabı bilmeden okunan muhteşem eserler katagorisine koymalıyım. Hakkında hiç bir fikrim olmadan rastgele bir şeçim neticesinde okumaya başladım. Okumaya başlayalı daha bir kaç sayfa olmuştu ki eser kalitesini, mükemmel sunusunu ortaya koydu. Öncelikle tasvirler, gözlemler çok başarılı. Öyle ki; eserde ifade edilen anlatımlara kayıtsız
Müzik; ağlamak ve gülmekten sonra en evrensel anlaşma aracıdır hala. Bizim türkülerimiz her zaman dinleyici bulacaktır çünkü ilkel ve saf olandır onlar, Tanrı’ya en yakın olanlar ilkel ve saf olanlardır.
İnsanın rengi vardır, bu rengi coğrafya yapar, kimse farkına varmaz. Bozkırda yaşayan sarıyı, ormanda yaşayan yeşili, denizde yaşayan maviyi sever. Hayatın rengi ise kırmızıdır, kırmızıda vahşet ve hayat aynı anda yaşar.
Çok kıymetli yazarımız, Servet SOMUNCUOĞLU topçuların, popçuların, evlilik ve yarışma programlarında boy gösterenlerin kabul gördüğü toplumumuzda belki de birçok insan tarafından tanınmadan 06 Ağustos 2013 günü, İstanbul'da 49 yaşında iken bu âlemden göçtü. Kaldı ki hiçbir zaman böyle bir derdi de olmadı. Onun tek derdi TÜRK kültürüydü bu uğurda,