Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Rüyalar uyanık hayat taki gerçeklikten tamamen soyutlanmış, deyim yerindeyse mühürlenmiş gibi tecrit edilmiş, gerçek hayattan aşılmaz, bir uçurumla ayrılmış bir varlık sürdürürler. Rüya bizi gerçek likten ayırır, gerçeklik hakkındaki olağan anılarımızı siler, bizi başka bir dünyaya, gerçek hayatımızla alakası olmayan bir hayatın içine yerleştirir.
Acaba görmezden gelemeyece­ğim mahrem bir gerçeklik, bilmekten ziyade hissetmekle ilintili bir gerçeklik olamaz mıydı?
Reklam
İnsan, gerçek duyguları bir kenara itip sahte duygulara anlam yükleyerek gerçekliği kaybediyor. Bir süre sonra kaybettiği gerçekliğin yerine tamamen sahte bir yanılsamanın içinde buluyor kendini. Ancak içinde bulunduğu bu yanılsamayı da gerçeklik zannetmeye başladığı an asıl mesele orada başlıyor. Bu sefer her yalana inanılmaya başlanıyor.
Sayfa 36
Fıkraların ve özdeyişlerin çoğu biraz gerçeklik taşır, ama bunlar kanserli bir kişiye aspirin sunmak gibi bir şeydir.
Onun yaşayan bir gerçeklik olarak kalmasına ihtiyacım vardı.
Doğru, ifadeleri karakterize eder. Gerçeklik, ifadeleri doğru kılan şeydir ama gerçekliğin kendisi ne doğru ne de yanlıştır; gerçek gerçektir. İfadeler kaçınılmaz olarak insanidir; doğru, var olduğunda, kaçınılmaz olarak insani dünyanın bir fenomenidir. Bizim ilgilendiğimiz soyut doğrular, entelektüellerin ifadelerinde bulunur ve sosyal ağların ihtisaslaşmış söyleminde ortaya çıkar. Doğru kavramı ve doğruluğu kabul ettiğimiz ölçüt, insan topluluklarında açığa çıkar ve entelektüel ağların kuşaklarında değişir, soyutlanır ve arıtılır. Bu, yalnızca tarihsel bir olgudur. Doğru kavramlarının insani ve tarihsel olması, doğru ifadeleri otomatik bir biçimde gerçeklikten uzaklaştırmaz.
Sayfa 1044Kitabı okudu
Reklam
Bilimsel varlıkların istikrarlığı, araştırma ekipmanındaki pratikte yaratılan istikrarın entelektüel düzlemdeki karşılığıdır. Bu, deneycilerin bedenleri ve ekipman arasındaki etkileşimdeki istikrar olarak düşünülebilir. Ekipmanın kusursuz hale getirilmesi ve kuramsal bir varlığın (örneğin bir elektronun) istikrarı, ekipman şeceresinin giderek daha kolay manipüle edilebilir hale gelme biçimine dayanır. Bu, standart hale getirilmiş ekipman veya onun bir yan ürünü, laboratuvardan dışarı çıkarıldığında çok yüksek bir düzeye ulaşır; elektrik devreleri, gündelik hayatta milyonlarca insan tarafından manipüle edilen kablolar haline gelir; elektromanyetik dalga detektörleri radyo alıcıları olur. Bu gerçekleştiğinde, kuramsal varlığa ev sahipliği yapan insani sosyal ağ ona görünüşte kusursuz bir gerçeklik katar. Olağandışı dünyanın ezoterikasını yaratmaya meyilli ihtisaslaşmış entelektüel ağ, göz önünden çekilir; elektrik insan bedenlerinin ve onları çevreleyen insan ölçekli şeylerin sorgulanamaz gerçeklikleriyle o kadar yakından bağlı hale gelir ki sıradan gerçeklikle kesintisiz bir bütünmüş gibi görünmeye başlar... Aslında bir anlamda öyledir. Olgunun nadiren farkında olsak da, elektrik düğmeleri, bataryalar, dalga detektörleri vs ilk başlarda laboratuvarlarda kullanılan ekipmanların çok sonraki kuşaklarıdır. Bazı bilimsel varlıkları bu kadar somut kılan şey zaman aracılığıyla geriye ve ileriye doğru uzanan bu uzun katardır; sıradan gerçeklikle öylesine sıkı ve çoklu bir bağa sahiptirler ki onları o gerçeklikten ayırmak zordur.
Sayfa 1038Kitabı okudu
Bradley de faydacılığı karşıtı olarak kabul ederek başlamıştır. Ethical Studies adlı eseri (1876) iyinin haz ve acıların hesaplanması olarak alınamayacağını, görevler ve idealleri içerdiğini ileri sürmüştür; bunlar karakteri itibariyle toplumsaldır, tarihsel olarak değişir ve soyut değil yalnızca somut koşullarda yorumlanabilir. Bradley’in Logic (1883) aldı eseri John Stuart Mill’in tümevarımcılığını, duyumlar arasındaki “benzerlerinde” saklı olan evrenselleri göz ardı etmekle eleştirmiş ve tecrit edilen önermelerin, her zaman için açıkça söylenmemiş varsayımlara dayandığını savunmuştur. Kıyasa dayalı ve diğer formel mantıklar çok dardır; mantığın asıl konusu daima bir bütün olarak gerçekliktir ve herhangi bir andaki düşüncemiz daima soyut, eksik ve tek taraflıdır. 1893’te bu malzemeler, Appearance and Reality adlı eserinde tam gelişmiş bir metafizik isteme dahil edilmiştir: öğeler arasındaki her ilişki, ilişkiyi göndergelerine bağlayan başka ilişkiler olmaksızın anlamlandırılamaz ve bunlar da aradaki bağların sonsuz bir biçimde geriye gitmesine yol açar. Hem birleştirici yapı hem de kimlik, birer ilişkidir ve bunların çöküşünün geniş kapsamlı sonuçları olur. Nedensellik, hiçbir zaman tam olmayan, sonuçlarıyla ilişkisinde anlamlandırılamayan, aynı zamanda sürekli ve süreksiz olan sonsuz bir koşullar ağıdır. Tözler ve nitelikleri, bu eleştiriyle mahkûm edilir; zaman ve uzay, hareket ve değişim, benlikler ve şeyler için de aynı şey geçerlidir. Bütün bunlar gerçeklik değil yalnızca görüntüdür.
Sayfa 797Kitabı okudu
"Din" Çağımızın en ihtiyaç duyduğu gerçeklik.
İnsanın, Allah'a gönülden bağlılık duymasını sağlar ve onu yaratılmışlar önünde eğilmekten kurtarır. Böylece insana gerçek özgürlük ve bağımsızlığın hazzını tattırır.
Sayfa 14 - Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, 6.Baskı, Ankara Nisan 2019
Yenilgi bir gerçeklik olarak kabul edilene dek kimse yenilemez.
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.