Doğuştan ya da başka koşullardan dolayı, tabiatının temelinde kısmen kasıtlı, baskın bir maraz olması da dramatik bakımdan onun değerini hiç azaltmaz. Çünkü trajik olarak büyük olan bütün insanlar belli bir marazdan dolayı öyledirler.
Çünkü hiçbir insan, gözleri kapalı olmadığı sürece kendi kimliğini asla doğru bir şekilde hissedemez; sanki aydınlık, kilden ibaret kısmımıza daha uyumlu olsa da, aslında karanlık, öz varlığımız için daha münasip olan ortammış gibi.
Bir insanın kalıntılarını örtmeyen o siyah pervazlı mermerlerde ne acı bilinmezlikler vardır! O değişmez yazıtlarda ne büyük bir çaresizlik! Tüm inancı kemirirmiş gibi görünen ve bir mezarları olmadan, yersiz yurtsuz can vermiş varlıklardan yeniden dirilişi esirgeyen o satırlarda ne ölümcül boşluklar ve beklenmedik vefasızlıklar vardır!