"Hangi müzik türünü seversek sevelim, yaşımız kaç olursa olsun hepimizin sevdiği en az bir Yıldız Tilbe şarkısı mutlaka vardır."
2020 Mart sayısının dosyası Yıldız Tilbe. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü için seçilebilecek en iyi kadın sanatçılarımızdan biri de Yıldız Tilbe bence. Cesur şarkılarıyla, marjinal danslarıyla ve orijinal
80’lerin sonu,90’larin basi bicir bicir cin gibi bir kiz cocugunun 9 yaslarindan ergenlik seruvenine denk tuttugu gunluklerini okuyoruz.
Tabi cocuklugu,gencligi bu doneme gelenler icin cok daha duygusal bir yolculuk olacaktir.
Muhafazakar bir aile,mahalle hayati,agresif kompleksli bir baba,sac supurge eden bir anne,yaramaz bir kardes,her boka
“Sevişmenin hayatımdaki yeri böyle bir şey. Ben sevişmekten, bir tek edebiyat çıkacağına inananlardanım. Somut olarak bir de çocuk çıkabilir ama o da edebi bir eser sayılabilir. Demek istediğim, sevişmek kıymetli bir şey. Ama yanlış anlama, karşındakinin karakterinden ziyade, sevişme kıymetli. Yanlış bir adamı seversin, ama hayatın boyunca en güzel seviştiğin ten, onunkidir. O hissiyatı başka kimseden alamazsın.
Sevişmek, kimsenin giremeyeceği bir oda. Şiir, hakaretler, ilanı aşklar hep o odadan çıkar…”
Gonca Vuslateri
Varlık Ergenvarlikergen.combilimkurgukulubu.com adresinde yayımlandı:
Afşin Kum‘un GİO ödüllü romanı Sıcak Kafa, bir Netflix dizi uyarlamasına dönüşerek son günlerin en çok konuşulan eserleri arasına girdi. Tabii bu sayede gelişimini sürdüren Türk Bilimkurgu Edebiyatı da yeniden görünür hâle geldi. Sıcak Kafa, ülkemizde çokça beğeni toplamış
Konforuma beste yaptım.
Gittim adımı bir duvara yazdım.
Topuklu ayakkabılarımı elime almış
kırmızı eteğimi rüzgârâ şahlandırır gibi
Biraz anlaşarak ayrılmış gibi -
Ben de her insan gibi
Mora -
Yola çıktım.
Bir müzik çalardı,
Tabanına sığınmış
ayak parmaklarım
kendi treninden kaçar gibi
durduğum yerlerden uzaklaşırdım
O günün tek öğünü müzik olurdu
Mesela
-her notanın bir nedeni vardı
Hepsine açıktım ben.
Ne zaman bir şarkı çalsa
Birini severken
ben ve açığım
havada asılı kalırdım.
Bazen birinin üstüne atılan
Bir suç gibi kalırdı
samimiyetim
Sırtımı uykuda dönüyorsam
yalnızlığı anlamam
zaman alırdı hep…
Bir evde bütün ışıklar sönüyorsa
bir bebek misler gibi uyuyordur.
Ve söylenecek sözler
tüm rock’n roll telaşlara rağmen
o gece söylenmiyordur işte.
Bir evde uyku saatini üşümek söylüyorsa
geriye sarılmak kalıyor mu ne ?
Ne zaman ki
dünya üzerinde
güçlü olduğunu bilip
ne denli değersizleştiğime tanıklık etsem
kimi sözcüklerin…
İçimden çoğalıp içime doğru akan
bir sel yaş’lanır.
O zaman
-ki işte
bilirim:
Sözcüklerin anlamlarıyla birlikte insanın içine doğru ağırlaşmasında
yaşamak’la alakalı gizemli bir tutku var.
Sözcüklerin dibe çöktükleri yerde
ziyaretçilerle göz göze gelmesi
‘tesadüf’ değildir aslında..
Bir gün yerin dibine girersem
tam da böyle olsun isterim utancım..