On dördüncü yüzyılın büyük İslam alimi İbni Haldun Mukaddime'sinde açıkça bu kelimeyi (medeniye) kilit bir kavram ve konu olarak kullanır. Mukaddime'nin birinci cildinde medeniyetlerin doğasını ve bedevilerin göçebeliği (bedeviye) ile yerleşik insanların hayatı (medeniye) arasındaki farkı inceler.