Saramago yine binbir çeşit soru sorduruyor, olmadık yerden olmadık işler çıkartıp aklımızı darmaduman ediyor yine, ama iyi anlamda.
Ölmek ya da hiç ölmemek, hangisi daha iyi diye soruyor insan, ölüm bile bırakıp giderken biz günahkar insanoğlunu.
Ölüm bizi terk etmeye başlayınca insanlar onlara gidiyor akın akın.
"Her ikisi de toprağın üzerinde diz çöktüler, ölümü kandırmaya gelen ölüler için acı çekiyorlardı." diyerek ve kalbimde bir sızı oluşturarak anlatıyor Saramago bu ölüme gidişi.
Ölüm bizi tutsak ediyor sanarken acaba tam tersi ölüm müdür kanatlarımızı çıkartan? Her şeyin temeli ölüme mi bağlıdır? Din, felsefe hatta yemek, içmek, okumak bile?
Ölüm olmasa okur muydun kitapları? Sever miydin yine yaprak sarmasını?
Ne kör isteklermiş bizimkisi. Ben bu kitabı okuyunca anladım. Hem tutuldu dilim hem açıldı gözlerim.