Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

218 syf.
10/10 puan verdi
·
7 günde okudu
Bozkırkurdu’nu okumak, kitabı okuyan okur nezdinde en hafif tabiri ile bir ayrıcalık olacaktır. Tabi ki bu benim düşüncem. Son zamanlarda okuduğum en zor kitaplardan biriydi diyebilirim. Çoğu cümlesini hatta çoğu paragrafını kaç defa tekrar tekrar okuduğumu sayamadım. Bu demek değil ki Hesse’nin karmaşık ve anlaşılmaz bir dili var. Açıkçası dili sade ve anlaşılır (Konu yazımın diline gelmişken bahsetmeden edemeyeceğim, kitabın çevirisinde bulunan Kamuran Şipal’e saygı duymamak elde değil. O uzun cümleleri öylesine uyumlu ve anlamlı çevirmek! Takdire şayan.) ancak cümlelerin arasında gizli olan felsefeyi alttan alta almak veya alabilmek sanıyorum ki okur nezdinde en zor olan kısımdı. Bana göre, Hermann Hesse bu kitabında oldukça farklı ve ufak kurgular yaratması ile ne kadar büyük bir yazar olduğunu kanıtlamıştır. Kurgu ufak ama okur için sarsıcı niteliktedir. Kurguladığı zaman ve mekan da usta yazar Goethe ile ana karakterini karşılaştırarak ortaya çıkardığı diyalogla zekasını okura resmetmeyi de es geçmemiştir. Ana karakterin Goethe ile yaptığı söyleşisinden bir alıntı yapmazsam incelemeyi eksik kabul ederim; “Delikanlı sen yaşlı Goethe’yi çok fazla ciddiye alıyorsun. Ölüp gitmiş yaşlılar ciddiye alınmamalıdır. Sana bir sır vereyim mi, ciddilik zamana aşırı değer verilmesinden kaynaklanır. Yaşamda zaman diye bir şey aranmaz; sonsuzluk dediğimiz yalnızca bir an’dır, bir şakanın yer alacağı kadar uzun bir süre yani.” Kitabın konusu oldukça ilginç, ana karakter Bay Harry’nin başlarda kuruntu haline getirdiği çift kişilik kavramı. Bu kişiliklerden birisi insan, bir diğeri ise hayvan benzetimi yaptığı Bozkırkurdu’dur. Tüm kitap boyunca içerisinde barındırdığı bu kişiliklerin, bulunduğu davranışlarda etkili olduğunu savunan Harry’nin sonraları bana göre rastlantı olmayan bazı olaylar neticesinde farkına vardığı çıkarımı kitaptan alıntılamak isterim. “Harry’nin bir ya da iki ruhu olduğuna inanması bir kuruntudur yalnızca. Çünkü her insan bir değil, on ruhtan, yüz ruhtan, bin ruhtan oluşur. Düşünce alanında Harry yüz yaşında; dans alanında ise, dünyaya geleli yarım gün bile olmamış bir bebek gibidir.” Kitapta oluşturulan kurgu üç farklı anlatıcı tarafından okura sunulmaktadır. Bunlardan ilki Harry’nin ev sahibesinin yeğenidir. Başlarda yakın bir bağ kuramayan bu adam sonraları Harry’i merak eder ve hatta seven bir yan karakter olarak anlatımı güçlendirir. Harry evden taşındıktan sonra odada kalan müsveddeler üzerinden ilk anlatım okuyucu ile buluşturur. İkinci anlatıcı ise Harry’nin kendisidir. İkinci anlatıcının anlatımında sıklıkla Harry’nin çift kişilik kuruntularına şahit olmanın yanında Burjuvaziyi eleştirirken onların hayat tarzlarından uzak kalamadığının da anlatıldığını görürüz. Son anlatıcı ise Harry’nin sokakları arşınladığı esnada karşısına çıkan esrarengiz Tiyatro yapısından çıkan adamın verdiği Bozkırkurdu İncelemesidir. (Bana göre anlatımı ve anlaması en zor olan kısımdı.) Kitabın sonlarına yaklaştıkça bir okur olarak, kurgunun nasıl ilerleyeceğini ve nasıl sonlanacağını asla kestiremedim tabi bunun yanında bazı karakterlerin gerçekten var olup olmadığı konusunda ciddi şüphelerim ve kanıtlarım (kitaptan yakaladığım bazı cümleler) var ama spoiler olmaması açısından daha fazla detaya girmeyeceğim. İncelemenin en başında da yazdığım gibi bir okur olarak ayrıcalık edinmek adına bu kitabı okumak Hermann Hesse ile tanışmak benim nezdimde gerekli bir eylem. Üzerine yazılacak, konuşulacak çok fazla şey var ancak incelemeyi daha fazla da uzatmak istemediğimden burada noktalamak istiyorum. Okuma kararı alacak olan herkesi zamandan ve bulunduğu mekândan soyutlayıp Hermann Hesse’nin zihnine davet ediyor ve keyifli okumalar diliyorum.
Bozkırkurdu
BozkırkurduHermann Hesse · Yapı Kredi Yayınları · 20227,7bin okunma
··
1 artı 1'leme
·
9,6bin görüntüleme
Bu yorum görüntülenemiyor
dostamisc okurunun profil resmi
Bu doyurucu incelemeyi kaçırmış olmamı affedemiyorum birincisi, üstelik nasıl kaçırmış olduğuma bir anlam da veremiyorum. Aslında beğenerek okuduğum inceleme yapan okurlardan bir kardeşimsiniz. Bunu, buradan bu vesile ile bir kez daha belirtmek istiyorum. Kitap incelemeniz hakkında methiyeler dizmem gerekmiyor, buna gerek yok çünkü (altına, bak bu altın demek gibi bir şey olur), tek kelime ile 'harika' demem her şeyi içerir. Ancak metin paylaşımlarında (inceleme, yorum vb), benim için şu çok önemli. Paylaşılan metinin, mümkün olduğunca imla kuralları dikkate alınarak paylaşılması, o metinin daha kolay okunarak anlaşılmasına, okuyucuya ulaşmasına direkt bir etkendir. Burada da şu öne çıkıyor: Önemli olan sadece yazmak mıdır (yazmış olmak için yazmak gibi), yoksa yazılanların bir bütünlük içerisinde, kaynak arayışıları içerisinde cebelleşen ya da ilgilenen okurun, bu metni okuyarak bilgi ve fikir sahibi olması mıdır? Birincisi ise hiçbir sözüm yok, saygım var, zaten onları okumuyorum bile, ikincisi ise aynı zamanda okura da saygı açısından olması gerekendir diyorum. Şunu da belirtmeliyim ki her şeyi herkesten beklemek yanılgı olur, bakış farkıdır, belki daha başka bir şeydir, ama birincisinin bir tarz olduğuna kesinlikle katılmıyorum. Ne yazık ki birincisi ikincisinden oldukça daha fazla bir miktara, dolayısı ile bir orana sahip sitemizde. Çalıntı incelemelere girmiyorum bile, ki çok vahim bu tarz incelemeler var, üstelik beğeni ve yorum sayısı dudak uçuklatır, yorumlar da bir öyle. Okurun aklı ile dalga geçmeye çalışanlara da gülüp geçiyorum, zira kendilerini kandırıyorlar, farkında değiller. Okur, önünde sonunda doğruyu bir şekilde bulup analizlerini yapabiliyor ve kandırılışını sonlandırabiliyor kalpazanlar diyarında. Sanırım anlatabildim görül(e)meyen sorunları. Eline yüreğine sağlık, teşekkür ederim güzel incelemen için kardeşim. Not: Aslında yukarıda belirttiğim sorunu bir ileti ile yayınlamak istiyordum, ama böyle kısmet oldu. :)
4 önceki yanıtı göster
Anıl okurunun profil resmi
Sayın hocam çok teşekkür ederim güzel düşünceleriniz için lakin bu güzel yazımınızı ayrı olarak payalaşırsaniz çok daha faydalı olur yani olacaktır.:)
1 sonraki yanıtı göster
Nympheutria okurunun profil resmi
Anıl Hocam okumak istediğim bir esere böyle güzel bir inceleme yapınca esere bir an önce ulaşıp okusam desem dedim. Zor ve karmaşık yazan yazarların kendine has bir havası oluyor. O havayı çok seviyorum. Kitabı okurken ne kadar zorlanılırsa o kadar zevk alıyor insan okudukça. Hesse'nin de öyle bir dili olduğunu söylediğine göre onu severek okuyacağımı düşünüyorum, bakalım artık :) Kitaplıkta yüzüme bakan kitaplar dizisi sona ererse ancak öylesi yenilere geçebilirim :)
Anıl okurunun profil resmi
Tam senlik bir kitap ve inanıyorum ki sen, benden daha iyi üstesinden gelirsin. Neticesinde Marcel Proust'u okumuş bir okursun. :)
3 sonraki yanıtı göster
Songül okurunun profil resmi
Kıskandım ne yalan söyleyeyim,ben önce okurum diye tahmin ediyordum :)
Anıl okurunun profil resmi
Paralel okumak da güzel olurdu. :)
3 sonraki yanıtı göster
les fleurs du mal okurunun profil resmi
Anıl Bey, incelemeniz Bozkırkurdu'nu okuma listeme eklememi sağladı. Sanırım bu da başarılı inceleme için bir ölçüt. :)
Anıl okurunun profil resmi
Hocam teşekkür ederim okuduktan sonra görüşlerini almak isterim. Sağlıcakla.
gzd okurunun profil resmi
Okurken hissettiğim bütün duyguları yazmışsınız teşekkür ederim .
Ayşe Kara okurunun profil resmi
Mükemmel bir inceleme olmuş 👍🏻🌼☺️
Mücahit okurunun profil resmi
Gerçekten ayrıcalık.Okurken affalayabiliyor insan tekrar tekrar dönüp bazen aynı cümleyi okuyup, anladiginda ise vay be dedirtiyor insana. İncelemeyi şimdi görmekte üzdü tabi. Kalemine sağlık kardeş!
Anıl okurunun profil resmi
Teşekkür ederim Gürdal Hocam.:)
aakin okurunun profil resmi
harika bir inceleme olmuş. sizi tebrik etmeden geçemedim. yalnız ben de çok zorlanıyorum okumakta. zaman zaman bırakma noktasına geliyorum. hatta bir paragraf cümleye denk geldim pes ettim.
Bu yorum görüntülenemiyor
13 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.