Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

170 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Karanlıktaki Kent'in sokaklarında...
Çoğumuz onu
Darağacında Üç Fidan
Darağacında Üç Fidan
ile tanıyoruz. Peki ya Ataol Behramoğlu'nu tanımayan var mı? Kim tanımaz dediğinizi duyar gibiyim. Ben de öyle düşünmüştüm. İşte Nihat Behram, Ataol Behramoğlu'nun küçük kardeşi. Biz her ne kadar Nihat Behram'ı yazdığı anı kitaplarıyla tanımış olsak da, aslında o da abisi Ataol Behramoğlu gibi sıkı bir şairdir. Bazı kitaplar bizi bilmediğimiz bilgilere ulaştırıyor. Okuduğum bu kitap da bana hem
Nihat Behram
Nihat Behram
'ı, hem
Ataol Behramoğlu
Ataol Behramoğlu
'nu, hem de üçüncü kardeşleri olan avukat ve yazar
Namık Kemal Behramoğlu
Namık Kemal Behramoğlu
'nu tanımama vesile oldu. Her ne kadar şairleri, yazarları tanıdığımızı düşünsek bile, okudukça aslında hiçbir şey bilmediğimizi anlıyoruz. Nihat Behram 1946 yılında Kars'ta doğmuş. Hayatı boyunca sol hareketler içinde aktif bir rol almış. 1972 yılında Gazetecilik Yüksekokulu'nda öğrenimini sürdürürken siyasi gerekçelerden dolayı tutuklanmış ve bir buçuk yıl tutuklu kalmış. Serbest kaldıktan sonra da yarım bırakmak zorunda kaldığı eğitimini tamamlamış.
Nihat Behram
Nihat Behram
, 1975'te ağabeyi
Ataol Behramoğlu
Ataol Behramoğlu
ile "Militan" dergisini kurup, yönetmiş. Dergide yazdıklarından ötürü 12 Mart Dönemi'nde iki yıl askeri cezaevinde tutuklu olarak yatmış. Ayrıca 1977'de
Yılmaz Güney
Yılmaz Güney
ile birlikte "Güney" dergisini çıkarmış. 12 Eylül dönemi, her muhalif gibi Nihat Behram'ı da vurmuş. Yurt dışına çıkan Nihat Behram, 12 Eylül 1980 darbesinden sonra Bakanlar Kurulu kararıyla, hakkında açılan davadan dolayı yurda dön çağrısına uymadığı için, vatandaşlıktan çıkarılmış. Uzun yıllar Türkiye'den uzakta yaşamak zorunda kalan Nihat Behram, 17 yıllık politik sürgünden sonra, 1996'da Türkiye'ye dönmüş. Uzun yıllar sürgün hayatı yaşayan şair
Nihat Behram
Nihat Behram
'ın araştırma sırasında okuduğum SÜRGÜN şiiri beni çok etkiledi. Sizlerle de paylaşmak istedim. SÜRGÜN Uyandırın anamı Söyleyin gidiyorum Yolumu gözlemesin Dönemem belki geri Arkadaşlarım duysun Kardeşim bunu bilsin Söyleyin gidiyorum Dönemem belki geri Babama haber salın Çiçekler onda kalsın Sulasın günaşırı Dönemem belki geri Korulara söyleyin Dağlara asmalara Baygın çocukluğumun Çınladığı kırlara Söyleyin gidiyorum Dönemem belki geri Gelsinler anılarım Uğurlasınlar beni Sadece sevdiğime Söylemeyin duymasın O kadar körpe ki kalbi Bilmiyor yitirmeyi Söylemeyin bu akşam Sevdiğim ağlamasın Nihat BEHRAM Farkındayım, çok uzattım. İstedim ki, öğrendiklerimi sizler de bilin ve Nihat Behram'ı tanıyın. Gelelim iki romanından biri olan
Kız Ali
Kız Ali
'ye (Diğeri ise
Gurbet
Gurbet
(1987)) Kitap 1991 yılındaki ilk baskısında "Lanetli Ömrün Kırlangıçları" adı ile basılmış, 1998 yılındaki baskısında ise
Kız Ali
Kız Ali
olarak değiştirilmiş. Kitabı anlatmaya nereden, nasıl başlayacağımı bilemiyorum. Ali'yi mi anlatsam, Hasan'ı mı anlatsam? İkisinin de hikayesi içler acısı. Tek söyleyeceğim, roman adı altında yazılanlar aslında gerçekler. İçiniz cız ederek okuyacaksınız.  Ali'nin kaderi daha doğmadan yazılmıştı. İki erkek kardeşi, o daha doğmadan kan davası yüzünden öldürülmüştü. Annesinin karnındayken de babası öldürülmüştü. Kara kara düşünür annesi, ya doğacak çocuk erkek olursa diye. Korktuğu olur ve oğlan doğar. Konu evlatsa, anneler mutlaka bir çare bulur. Herkese doğan çocuğunu kız gibi gösterir. İçinden Ali dese de "Aliye" diye çağırır. Ali, altı yaşına kadar annesi, ninesi ve ablasıyla yaşadı. Ama onlar Karanlıktaki Kent'in köylerinde yaşayan insanlardı. Her an köyleri basılıp, evler aranabiliyordu. Yine gecelerden bir gece evler basıldı. Hasta, yaşlı demeden kadınların ırzlarına geçildi. Ali ve annesi, ırzlarına geçildiği gecenin sabahında Karanlıktaki Kent'e doğru yola çıktılar. O geceden sonra Ali, ne ablasını, ne de ninesini gördü. Karanlıktaki Kent'te oturan amcasına sığınan annesi ve Ali için işkence günleri başladı. Tabii Ali'nin kız olmadığı da ortaya çıktı. Yaşadıkları işkenceye dayanamayan annesi iki yıl sonra Ali'yi de yanına alarak ayrılır. Sonra ne mi olur, Karanlıktaki Kent'te anne geneleve, Ali de bilinmezlere doğru yol alır. "Kaydı, kimliği olmayan bir çocuktu. Ezilmiş, düzülmüş bir çocuktu. On yaşlarında olmasına karşın, sorulduğunda on beş diyen bir çocuktu. Çocukluğundan kaçmaya çalışan bir çocuktu. Çocuk olarak doğmamış bir çocuktu." (s. 32) Hasan... Diğer adı Güzel Hasan. Hasan, doğduğunda vücudundaki eksiklik nedeniyle hor görülen bir çocuktur. Tıpkı Ali gibi itilmiş, hor görülmüş, ezilmiş, eksik olduğu için dayak yemiş bir çocuktur. Hasan'ın yaşadığı mahalle öyle bir mahalleydi ki, yok sayılmamak, itilip kakılmamak imkansızdır. "Kendi dillerinden başka dil bilmeyen anaların, cezaevlerindeki çocuklarıyla bile kendi dilleriyle konuşması yasaklanmış bir mahalleydi. Ağanın alıp sattığı, askerin yönettiği, Hoca'nın şifa dağıttığı bir mahalleydi..." (s. 57) Hasan'ın mahallesi öyle bir mahalleydi ki, doğduğundaki eksikliğini hocanın tedavi edeceğine inanmış insanların mahallesiydi. Hasan'ı tedavi etsin diye hocaya emanet ediyorlardı. "Şeytan kovalama törenleri sırasında bayılttıkça tecavüz ediyor ve dövüyordu. Tecavüz edilmesinin ve dövülmesinin, birbirinin parçası olduğunu, Hoca'dan öğrenip kanıksamıştı Hasan..." (s. 65) Hasan, babası tarafından sadece dayak yerken dokunulan, her şeyin suçlusu o sayılan bir çocuktu. "Yağmur yağmasa, yağmayan yağmurun, duvar yıkılsa yıkılan duvarın sorumlusu, suçlusu Hasan sayılıyordu. Hastalığın, zelzelenin, ölen tavuğun, şişen dişin, parasızlığın, dedikodunun, can sıkıntısının suçlusu, sorumlusu Hasan'dı!" (s. 64) Bütün bunlara dayanamayan Hasan evden kaçar ve kaçtığı yerde Ali'yle arkadaş olur. İki kader kurbanı aynı evi paylaşır. Günlerden bir gün Hasan'ın ölüsü Karanlıktaki Kent'in çöplüğünde bulunur. Aynı evi paylaştığı (ev dediğime bakmayın siz, dört tarafı battaniyelerle kapatılmış kerpiçten bir yer) arkadaşları içeri alınır. Tırnak Sami'nin eline düşen işkencenin en alasını yaşar. "Tedavi" adını verdiği eğlence işkenceleri yapar içeri düşenlere. "Sonra onun "Sigara içirin!" komutuyla, çocukların kıçlarına sigara takıp ateşlemişlerdi. Sigara ateşi etlerinde sönene dek, çocukları, köpek gibi el ayak üstünde dolaştırmışlardı. Daha sonra, kıçlarına reçel sürülen çocuklar, içinde kurtların, karıncaların kaynaştığı bir leğene oturtturulmuştu. Sonra da ağızları bantlı, kolları bağlanmış olarak, zamanın acılarla ölçüldüğü mahzene atılmışlardı.." (s. 37) Hasan'ı kimlerin öldürdüğü ortaya çıkınca Ali ve arkadaşları serbest bırakılır. Zavallı Hasan, hocanın kışkırtmasıyla, ailesi tarafından öldürülmeye karar verilmiş ve öldürülmüştür. Sanki doğuştan eksik olması onun suçuymuş gibi... "Namusunuzu temizlemeniz günah değil, sevaptır. Tanrı'nın verdiği canı almak günahtır, fakat haşaratın ve şeytanın canını almak günah değil, sevaptır!" (s. 55) Çok sıkıldınız farkındayım. Ama insan yazmaya başlayınca duramıyor. Ali'ye ne mi oldu? Bir yolunu bulup Almanya'ya kaçtı. Ali Aydınlıktaki Kent'e nasıl kaçtı? Orada neler yaşadı, neler oldu? Kaderi orada da peşinden gitti mi? Benden bu kadar. Ben daha fazla yazamayacağım. Ali'nin akıbetini merak edenler okusun. Sadece Ali'nin akıbetini değil, Nihat Behram'ın şair olduğunu her sayfasında hissettiren o şiirsel romanının güzelliğini merak edenler de okusun. Bu arada yazmadan edemeyeceğim bir şey daha var. (incelemeyi iki günde yazdığım için ekleme gereği hissettim) "Sürgün" adlı şiir meğer aşinası olduğumuz bir şarkıymış. Okuduğum zaman bana yabancı gelmemiş olması bundan kaynaklanıyormuş. Ben bütün gün dinledim. Dinledikçe ağladım. Ağladıkça tekrar dinledim. Dinledikçe Ali'yi, Hasan'ı düşündüm. Ali Aydınlıktaki Kent'e giderken annesine bile haber verememişti. Biraz da Nihat Behram'ı düşündüm. Ülkesinden uzak yaşadığı zamanları ne kadar zor geçirmiş ki, böyle bir şiir yazmış. Sanırım biraz da kendimi buldum. Keyifli okumalar demek isterdim ama içiniz yana yana okuyacaksınız. Keyif alacağınız tek şey Nihat Behram'ın o eşsiz şiirsel dili. Kitapla kalın sevgili dostlar, en önemlisi de mutlu kalın. Nihat Behram'ın yazdığı dizelere yapılmış o eşsiz yorumu dinlerken
Kız Ali
Kız Ali
'yi, Güzel Hasan'ı, yıllarca sürgün yaşayan
Nihat Behram
Nihat Behram
'ı ve daha nice aydınlarımızı düşünmeyi unutmayın. youtu.be/xQAQj1Yj41o
Kız Ali
Kız AliNihat Behram · Everest Yayınları · 201189 okunma
··
466 görüntüleme
Seda okurunun profil resmi
Emeğine sağlık Sultan Hocam. Ben bu kitabı okurkenki hislerimi kelimelere dökememiştim. Sen hislerime de tercüman olmuşsun aynı zamanda. Kitaba başladığımda bu kitabı okuyan bir okur arkadaşım, Ali'yi çıkarıp bağrıma basasım geldi, demişti. O kadar haklıymış ki... Elimi uzatsam, tutup çeksem, ciğerime bassam dedim bende. Serde analık da olunca çok acı çektim bu kitabı okurken. Senin bu güzel incelemen bir çağrı mahiyetinde, vesile olsun, kimse kimseyi hor görmesin, aşağılamasın, bilip bilmeden yargılayıp, kınamasın. Kimse anasından kötü ya da farklı doğmuyor. Lanet olası dünyanın, lanet olası şartları itiyor insanları kötü olmaya. Ne olur insanları ötekileştirmeyin, eksikliklerinden, kusurlarından, hayat biçimlerinden ya da tercihlerinden dolayı kimsecikleri dışlamayın. İnebiliyorsanız özüne inin, şayet böyle bir şansınız yoksa el uzatın, yardımcı olun, yok bunu da yapamam derseniz, gölge etmeyin başka ihsan istemezler!
Sultannn okurunun profil resmi
Güzel ve anlamlı yorumun için teşekkür ederim canım. Ali'yi ve Hasan'ı içim yana yana okudum. Onlar sadece bir çocuktu. Hani derler ya, doğduğun yer kaderindir. Onların hayatı da doğdukları yerden kaynaklanıyor. Kimbilir belki Aydınlıktaki Kent'te doğmuş olsalardı eksikliklerini asla hissetmeyeceklerdi.
2 sonraki yanıtı göster
Diana Rustamova okurunun profil resmi
Kaleminize sağlık Sultan hocam 🧚‍♀️ Yine çok etkileyici bir inceleme yazmışsınız, içim acıdı okurken. Kitabı okuyabilir miyim hiç emin değilim ama umarım bütün Ali'lerin ve Hasan'ların hikayesi mutlu sonla biter🙏 Bütün kalbimle diliyorum bunu🙏♥️
Sultannn okurunun profil resmi
Değerli yorumun için çok teşekkür ederim canım, beğenmene sevindim. Umarım temennin gerçek olur.
Sıfır Virgül Beş okurunun profil resmi
Ne yitik, ne zor hayatlar var. Bütün bunların kurgu olduğunu düşünsek etkisi çok olmaz belki ama anlatılanların birçoğunun yaşandığını bilmek insanı daha fazla sarsıyor, bilmediğimiz ve bilmek istemediğimiz ne kadar çok hayat varmış dedirtiyor. Uyumak için değil "uyanık tutmak, uyku kaçırmak için" yazılmış kitaplardanmış. Kaleminize sağlık Sultan Hocam.
Sultannn okurunun profil resmi
İncelemede de paylaştığım bir alıntı ( #102870785 ) yaşanmış bir olay. Yıllar önce onunla ilgili bir video izlemiştim. Şimdi aradım ama bulamadım. Çok haklısın, uyanık olmak ve uyku kaçırmak için okunması gereken kitaplardan. Teşekkür ederim.
1 sonraki yanıtı göster
Leman Altıner okurunun profil resmi
Böyle usta kalemler, yazdıklarının böyle güzel yürekli okurlar tarafından okunmasından gurur duyarlardı herhalde. Çok etkilendim, gözlerim doldu okurken. Kaleminize yüreğinize sağlık 🌺
Sultannn okurunun profil resmi
Güzel yorumunuz için teşekkür ederim, beğenmenize sevindim 🌺
Caner the CahilBender okurunun profil resmi
Ben bu kitabı Lanetli ömrün Kırlangıçları ismiyle bilirim. Elinize sağlık Sultan hocam. Emeğinize sağlık tadından yenmeyen bir inceleme olmuş. Hürmetle 🍀🤗
Sultannn okurunun profil resmi
Çok teşekkür ederim, beğenmenize sevindim. Siz ilk baskısını okumuşsunuz anlaşılan. O isim de çok uygun aslında.
1 sonraki yanıtı göster
Nazlıcan okurunun profil resmi
İncelemenin yarısına kadar anca okuyabildim. midem kaldırmadı,alçakça!..
1 önceki yanıtı göster
Sultannn okurunun profil resmi
Rica ederim canım. Gerçekten okunması zor bir kitaptı.
Gkçn. okurunun profil resmi
Sen alıntıları paylaşırken içim yandı, nasıl dayanıyorsun diye de sordum sana. Kitabı okuyabileceğimi zannetmiyorum, seni de sabrından dolayı tebrk ediyorum. Kalemine güzel yüreğine sağlık canım.
Sultannn okurunun profil resmi
Çok teşekkür ederim canım. Aynen öyle oldu, zor bir okumaydı benim için.
1 sonraki yanıtı göster
Şevkets okurunun profil resmi
Öyle bir inceleme yazmışsınız ki kitabı okuma isteği oluşturdu. Ama böyle zor bir kitabı nasıl okuyacağım diye de düşündürdü... Takibe aldık 👍
Sultannn okurunun profil resmi
Çok teşekkür ederim. Okumak zor gerçekten ama okumak gerek.
Papatya okurunun profil resmi
Böyle kitapları okumakta zor inceleme yazmakta eline,emeğine sağlık canım🌼🌷💐
Sultannn okurunun profil resmi
Çok teşekkür ederim canım. Aslında çok haklısın. Hem okumak, hem anlatmak benim açımdan çok zor oldu.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.