❞Bir görgü şahidi, şöyle anlatır:
❞Yunan efzun alayı tam askerî mahfil önüne geldiği zaman; genç, uzun boylu, yağız bir delikanlı, sokağın başına çömeldi. Silâhına davrandı. Nişan aldı, ilk kurşunda efzun alayının bayrağım taşıyan uzun boylu, müheykel bir Yunan erini yere serdi. Yunan sancakçm kurşunu alnından yemişti. Ben bu hadiseyi Hükümet Konağının üst kat penceresinden seyrediyordum. Yağız Türk delikanlısı daha dört-beş kurşun boşalttı. Yunan sancak muhafız bölüğü yere yatmış, ateş ederken, arkadaki Yunan bölükleri geriye doğru kaçtılar ve oralarda tnevzilendiler. Delikanlı o sırada bîr sokağa daldı ve kayboldu.❞
Halk arasında bu hikâyenin sonu şöyle bağlanır:
❞O sırada civar evlerden birinin penceresinden bakan yaşlı bir kadına bu yağız delikanlı dönmüş ve şunları söylemiş:
— Nine, gördün ya, yarın ahirette şahidim sen ol. Kurşunum, cephanem tükendi; onun için tüfeğimi omuzladım, geriye gidiyorum.❞❞