Savaş bittikten sonra her şey yoluna girer mi yoksa bazıları için savaş yeni mi başlar? Savaşın bitiminden sonraki sıkıntılı zamanlarda okul çağını, çocukluğunu geçirmiş bir gencin, o dönemlerde yaşadığı, yokluğunu çektiği şeylerin varlığına kavuşsa bile psikolojik etkilerinden kurtulamayacağını, şimdiki bir günü içinde yaşadıkları, geçmişe dönük hatırladıkları etrafında anlatan yazarın okuduğum ilk eseri. Kitabın ilk sayfasında olaylar bir pazartesi sabahıyla başlıyor ve son sayfası hâlâ aynı günün akşamı. Tavsiyem kitabı okurken o gün olacak olaylardan ziyade, gencin geçmişe dönük hatırlayıp hissettiklerine odaklanmanız çünkü ben daha çok o gün olacaklara dair meraklı bir beklenti içine girdim fakat hayal kırıklığına uğradım. Kitabın çok akıcı olduğu söylenemez çünkü bir yandan o gün içindeki olaylar gelişirken diğer yandan geçmişe yönelik çok detaylı anlatışlar var bu yüzden yer yer kopmalar oluyor. Kitabın ismi kitabı anlatır derecede uygun. Savaş sonrası psikolojisine ilgisi olanlar için daha zevkli bir okuma olacaktır ama yine de ortada o bilinen türden etkileyici bir hikaye yok ki zaten yazar yokluğu hissettirmek istemiş. Ayrıca yazarın 1972 Nobel Edebiyat Ödülü sahibi olduğunu belirteyim.