Okuduğum en iyi fantastik kitaplardan birinin yorumuyla karşınızdayım. Diana Bishop, soyu güçlü olan bir cadı ailesinden gelmesine rağmen ailesinin başına gelenlerden dolayı kendini bu dünyadan soyutlayıp kariyerine adamış bir tarihçi. Bir gün Oxford'un Bodleian Kütüphanesi'nde simyacılıkla ilgili bir el yazmasını incelerken ilginç şeyler olur. Diana, adı Ashmole 782 olan bu el yazmasını keşfettikten sonra birçok doğaüstü varlık kütüphaneye doluşmaya başlar. Vampirler, iblisler ve cadılar arasında Diana'nın kaderinin bağlı olduğu çok özel bir vampir vardır: Matthew Clairmont. . Kitap İngiltere, Fransa ve Amerika'da geçiyor, betimlemeler sayesinde her şey gözünüzde kusursuz bir şekilde canlanabiliyor. Matthew'a âşık olan çaresiz okurlar arasına onunla tanıştığım andan itibaren ben de katıldım. Diana için yaptıkları, göze aldığı onca tehlike, vampir davranışları yanı sıra doğuştan gelen beyefendiliği, ailesine davranış biçimi ve daha bir sürü şey beni Matthew'a bağladı diyebilirim. Diana'nın güçleri ile ilgili geçmişten gelen o durumu da yazar çok iyi düşünmüştü bence. . Kurgu öyle zekice ve sağlam temeller üzerine kurulmuştu ki okurken her sayfayı yazara biraz daha hayran olarak çevirdim. Sanat, bilim, tarih birbirine dolanarak mükemmel bir fantastik dünya yaratılmıştı. Yazarın, tarih profesörü olmasının getirdiği avantajların yanı sıra keskin bir zekâya da sahip olduğunu siz de benim gibi kitabı okudukça anlayacaksınız. Kitabı fantastik seven herkese öneremiyorum, çünkü fazla detay ve bilgi var. Eğer bunlardan hoşlanmıyorsanız size göre olduğunu düşünmüyorum kitabın. Ancak benim gibi yazarın değindiği tarihin ve bilimin bu konularına merakınız ve ilginiz varsa bu kitaba hayran olacaksınız.

Cadıların KeşfiDeborah Harkness · Pegasus Yayınları · 2019796 okunma

·

88 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Neslihan