"En yüce şeylerden elde edilecek en zayıf bilgi, en küçük şeylerden elde edilecek en kesin bilgiden daha çok arzuya şayandır." - St. Thomas Aquinas Kitabı belki de en iyi özetleyecek olan cümle. 20. yüzyılın İngilteresinde, bir iktisatçıdan sert bir materyalizm eleştirisi. Schumacher, modern zamanlarla birlikte hakim bakış açısı olmaya başlamış olan materyalizmin 20. yüzyılda nasıl da başarısızlıkla sonuçlanmış olduğunu anlatıyor. Maddeci bakışın ne büyük bir indirgemeciliğe sebebiyet verdiğini, insanın en büyük melekelerinin silinmesine yol açtığını açıklıyor. Şüphe içermeyen bilgi alanıyla kısıtlanmış insan evladının eksik kalacağını söylüyor. "Nihayet, şüpheden ari şeyler, bir anlamda, ölüdürler; yaşayanlar için bir challenge teşkil etmezler. Herhangi bir şeyi doğru kabul etmek hata riskine yakalanmak demektir. Eğer kendimi doğru saydığım şüphe taşımayan bilgi ile sınırlarsam, hata riskini en aza indirmiş, ama aynı zamanda, hayatta en ince, en önemli ve mükafatı en yüksek şeyleri kaçırma riskini azamiye çıkarmış olurum." Bu hayatın kesin olan bilgiyle yaşanması mümkün olmayacağını da şu cümleleriyle açıklıyor: "Ortega y Gasset bir zamanlar "hayat doğrudan üstümüze ateşlenmiştir" demişti. "Dur! Hazır değilim henüz. Şeyleri birbirinden ayırıncaya kadar bekle" diyemeyiz. Hazırlıklı olmadığımız kararlar verilmek, açıkça göremediğimiz hedefler seçilmek zorundadır… Sadece istediklerini nasıl elde edeceklerini değil, her şeyden önce ne istedikleri konusunda tereddüt ediyor, kuşkulanıyor, fikir değiştiriyor, şuraya bura koşturuyor ve kararsız kalıyorlar." O yüzden sezgilerimiz, inançlarımız devreye girer. Her an, her kararımızda bütün resmi görmemiz, her parametreyi bilmemiz mümkün değildir. Kesin bilgi alanıyla kısıtlanmış bir hayatın yaşanması olanaksızdır. Kitapta en beğendiğim yerlerden olan 'Dört Bilgi Alanı'nda, Schumarer şu soruların bizi 4 bilgi alanına götürdüğünü söyler: "İç dünyamda neler olmaktadır?", "Diğer varlıkların iç dünyasında neler olmaktadır?", "Diğer varlıkların gözünde ben neye benziyorum?" ve "Çevremdeki dünyamda ben neler gözlüyorum?". Bu bilgi alanlarının sadece sonuncusuyla ilgilenen materyalist dünyada, "İnsanın varoluşunun anlamı ve maksadı nedir?" gibi bir sorunun cevapsız kalacağını ve bunun insan evladını keder ve umutsuzluğa batıracağını söyler. Yer yer katılmadığım düşünceler olsa da(özellikle Descartes eleştirileri), doğru soruları sordurtan, materyalizmin yanlışları hakkında düşündüren, sağlam bir eleştiri kaynağı. Tanrı hakkında düşünmek bir ihtiyaçtır. Jung'ın da dediği gibi: "Sağlıklı, düşünceli her insanda nedensellik ilkesini tatmin etme ihtiyacı metafizik bir özleme, din(re-legio)'e dönüşür." Keyifli okumalar.

Aklı Karışıklar İçin KılavuzE. F. Schumacher · Küre Yayınları · 2016288 okunma

·

77 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.