Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

336 syf.
9/10 puan verdi
·
11 günde okudu
Bu Bir Sigmund Freud Biyografisidir.
Hemen hemen çoğumuzun “psikoloji” ve “libido”denildiğine ilk aklına gelen isim olan ve “psikanaliz biliminin” kurucusu Freud’un bütün yaşamının ilmek ilmek kaleme alındığı bu eserin, alanındaki en iyi bir örneklerden biri olduğunu, Freud’un yaşamına ilgi duyanların ve hayatındaki detaylara hakim olmak isteyenlerin bu kitabı edinmeleri ve titizlikle incelemeleri gerektiğini düşünüyorum. Psikiyatrist Serol Teber tarafından kaleme alınan bu eser 2003 yılı Aralık ayında Okuyan Us Yayınları tarafından ilk baskısını yapmıştır. Yazar, S. Freud’ un bilimsel ve aile hayatını araştırırken adeta Sherlock Holmes gibi iz sürmüştür. Eser, S. Freud’un Aile Romanı (aile ilişkileri ve kişiliğine olan etkileri) ve Tarihsel Romanı olarak iki ana bölümden oluşmaktadır. İlk bölümde; * Alanında tanınmış, önemli katılımcıların yer aldığı, Viyana Nöropsikiyatri Birliği tarafından düzenlenen bilimsel toplantılarından birinde “Freud’un histeri nedenlerine dair araştırmaları hakkında BİLİMSEL PERİ MASALI “ eleştirisi (mesleki bir hikaye olması nedeniyle ben 2. Bölümde olması gerektiğine inanıyorum, ancak yazar ilk bölümde yer vermiştir), * Ensest ilişkilerin varolduğu bir aile ortamındaki yaşam koşulları, * Freud’un üvey kardeşleri (babasının ilk eşinden olan) ile annesi Amelie arasındaki ilişkileri, * Freud’un annesi ile babasının evlilik tarihi ile kendi doğum tarihinin yakın olması nedeniyle oluşan soru işaretlerinin giderilmesi için Freud’un yalana başvurması, * Babası Jakob’a öykünmesi ve bir yandan ona duyduğu öfkesi, * Yahudiliğin Freud üzerindeki etkileri (daha sonra kendisini ateist Yahudi olarak nitelendirmiştir) * Bakıcısı Monica’nın dini ritüellerine Freud’un çok küçük yaşta maruz kalması ve küçük Freud’un anlam veremediği bu olayların arasında kalan ruh hali * Shakespeare, Goethe, Sophokles, Kierkegaard, Kutsal Kitap ve daha birçok kişi ve eserin hayatını ve kişisel/düşünsel gelişimini nasıl etkilediği * Kokain ve purolarıyla olan ilişkisi * Uzun nişanlılık dönemi ve Martha ile evliliği * Ardı arkası kesilmeyen çocuk sayısı :), buna bağlı eşiyle cinsel olarak uzaklaşmaları * Yazma ve araştırma tutkusu * Arkadaşlıkları (başta su sızmayan arkadaşlıkların bir süre sonra nefretle bitmesi) * Babanın ölümü ve melankolisi * Kızı Anna ile olan yakınlığı * Kaybettiği evladına dair derin üzüntüsü yer alırken İkinci bölümde; * Psikanaliz çalışmalarına kendisini ve kızı Anna’yı analiz ederek başlaması * İlk bölümde bahsedilen aile içi ilişkilerin ve yaşadıkları dönemdeki siyasi konjonktürün, Freud’un çalışmalarına etkisi * İş seyahatleri ve tanıştığı bilim insanlarının (Carl Gustav Jung, Josef Breuer, Jean Martin Charcot...) çalışmalarına katkıları * Nazilerin yönetime gelişi sonrasında evlerinin işaretlenmesi, gestapoların evlerini defalarca basmaları, paralarının gasp edilmesi ve mecburi olarak doğduğu topraklara veda etmek zorunda kalışı anlatılmıştır. 2 bölümde ele alınan olaylar ve neden sonuç ilişkisine bakıldığında “Freud’un üzüntülerini, mutluluklarını veya korkularını anlamaya ve yorumlamaya çalışmasının; psikanalizi doğurduğu” şeklinde yorumlanabileceği düşünüyorum. Yukarıda da değinildiği gibi; Freud’un yaşamında Yahudiliğin Musa’sına dair soruları, kızgınlıkları ve mantıkla açıklayamadığını söylediği noktalar bulunmaktadır. Yaşamında Yahudi kimliği gereği azınlık psikolojisinin olumsuz etkisi büyüktür. Tüm bunları çözümlediği zaman kendisini de çözümlemiş olacağına inanmaktadır. Bu sebeple; kendi deyişiyle “Musa denen adamla” çözmesi gereken sorunları vardır. Musa Denen Adam isimli romanı yazmaya kendini hazır hissettiği dönemi bana göre Freud’un veda dönemidir. Yıllarca yazmanın hayalini kurduğu romanını, kötü bir hastalığın pençesinde çok büyük acılarla mücadele ettiği yaşamının son yıllarında,1938’de tamamlayabilmiştir. Musa’sıyla hesaplaşan Freud zihinsel huzura ermiş ve tüm acılarına, ailesine, bilim dünyasına ötanazi ile 23 Eylül 1939 gece yarısında veda etmiştir. Çok tuhaf bir denk geliş olarak, eserin yazarı Serol Teber de Avrupa’da bulunduğu yıllarda azınlık psikolojisini yaşamış, Freud’a yakınlık ve merak duymuş, ona ve buluşlarına kendisini borçlu hissetmiştir. Kimsenin daha önce yazmaya cesaret edemediği şekilde tüm ayrıntı ve analizlerle Freud’un izini sürmüş ve çok büyük emek sonunda bu eseri, Freud’a Gecikmiş Saygı Sunusu önsözüyle birlikte 2003 yılında tamamlamıştır. Serol Teber 2004 yılında hayata veda etmiştir. Bilgiyle kalın,
Bilimsel Bir Peri Masalı
Bilimsel Bir Peri MasalıSerol Teber · Okuyan Us Yayınları · 2013162 okunma
··
149 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.