Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Bir cihan padişahını en büyük zaferinin hemen ertesi günü, en büyük düşmanının ayağına gitmesi, bugünkü diplomatik nezaket anlayışının dahi üzerinde çok nazik, çok zarif bir davranıştı. Müteakip günlerde ise Rumları "Ortodoks Cihan Patriği" seçtiği Georgios Skolarios'un (Gennadios unvanıla) patrikliğini tasdik ederek, üstelik yemeğe çağırarak uzun uzun sohbet etmesi, Ortaçağ şartlarında hiç rastlanmamış bir hadisesidir. Fatih bu kadarla da yetinmiyor, Patriği devlet protokolünde vezirlerin sınasına alıyordu. İteseydi bunları hiçbirini yapmayabilirdi. Hatta Hıristiyanların serbestce ayin yapmalarını kiliselerde toplanmalarını yasaklayabilirdi. Fatih'i bundan alıoyacak beşeri bir güç yoktu. Fatih iki sebepten bunu yapmadı: 1. Dini inançları zalim ve zorba olmasına engeldi. Aldığı terbiye müşfik, anlayışlı müsamahakar olmasını gerektiriyordu. O sağlam bir mü'mindi. "Dinde zorlama yoktur" hükmüne ters düşecek bir tavır takınamazdı. 2. Yıkıp yakmaya değil, imar ve inşaya gelmişti. Hatta hadiseyi sıradan bir fetih olarak da görmüyor, bir Peygamber vasiyetinin ihyası şeklinde mütalaa ediyordu. Bunu lekeleyemez, müjdelenmiş fethi kirletemezdi.
·
2 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.