Çölün bağrında yitik cennet yatıyor(du). Serap değildi, kumlara gömülmüş de. Altın tozlarını bekliyordu sadece hikmet bulutlarından. Furkan’ı. Doğruyla yanlışı, gölgeyle hakikati, tatlı suyla tuzlu suyu adalet süzgecinden geçirerek dalaletten ayıranı.
Mucize ki zaman zaman kapılar açılıyordu bu yurda. Rab, çöle yolu düşenin yarasının kanadığı