Gönderi

568 syf.
4/10 puan verdi
İlk incelememin böyle olacağını asla tahmin etmezdim. Uzun uzun öveceğim, anlatacağım, tavsiye edeceğim bir kitap olmasını isterdim. Bu kitabı heryerde karşıma çıkması, okuyanların severek okuduklarını dile getirmeleri, tavsiye etmeleri sebebiyle ve 'Nasıl olsa polisiye beğenmesem bile sıkılmadan okurum heralde' diyerek okumaya karar verdim. Evet, ilk eleştirimin daha övülesi olmasını isterdim ama kitap o kadar hayal kırıklığıydı ki ister istemez kendimi bu yazıyı yazarken buldum. Ahmet Ümit'in okuduğum ilk romanı ve son romanı olacak sanırım. Belki yanlış kitapla başladım onu tanımaya ama kitabı sevenlerle aynı fikirde olmayışım beni diğer kitaplarına karşı da önyargılı olmaya itiyor. Kitap edebi açıdan herhangi bir özellik, güzel bir üslup taşımıyor aksine çok basit bir anlatımı var.Yer yer yazarın edebiyat yapma, özlü sözler söyleme çabaları var ama polisiye bir roman için zorlama olmuşlar. Polisiye demek için fazla gizemsiz hatta polisiye demeye bin şahit lazım diyebilirim. Ana karakteri başkomiser olunca ortada da bir cinayet olunca olay örgüsünün cinayet üzerine odaklanmasını bekliyor insan tüm polisiye kitaplardaki gibi. Fakat kurgusu, hikayesi, başkarakteri, yan karakterleri o kadar vasat ki kitap kendine çekmek bir yana tam tersi beni uzaklaştırdı. Yazar anlatısında cinayet dışında her konuya değindi öyleki cinayeti kim işledi diye merak bile edemedim ki tahmin etmesi oldukça kolay oldu. Beyoğlu semtini, tarihini, insanlarını o denli cinayetin önüne koymuştu ki cinayeti çözmeyi bırakmıştı sanki. Usta yazarlarda gördüğümüz bir konuyu anlatırken aynı zamanda çok şey anlatmak, olayları anlatırken okuyucuya fikirlerini de aşılamaya çalışma çabasına girmişti yazar. Dediğim gibi bunu başarabilenler ancak usta yazarlar. Bu yazarlarla aynı fikirde olmasam bile sanatlarına hayran kalır, saygı duyarım. Herkesin harcı değildir bu, herkes yapmaya çalışmamalıdır ki polisiye bir romanda böyle bir çabaya girişmenin gerektiğini düşünmüyorum. Kitapta asıl üzerinde durulan konu birkaç yıl öncesinde ülkemizde epey ses getiren bir olay ve yazarın bu kitabı sırf bu konuya değinme çabasıyla yazdığı o kadar bariz ki ana karakter Başkomiser Nevzat da tıpkı yazar gibi cinayetle ilgilenmiyor. Keşke yazar bu konuyu anlatmak için bir cinayet romanı seçmeseymiş çünkü aynı anda iki konuyu harmanlayabilen bir ustalıkta değil yazarımız. Yazarın üslubu da oldukça sıkıcıydı. Hele her diyaloğun ana karakterin iç düşünceleri, çözümlemeleri, insan tahlili yapma çabaları ile kesilmesi çok rahatsız ediciydi. Evet, cinayet, çözümlemeler ve insan tahlilleri polisiye bir kitabın sizi sarması için gereken en önemli özelliklerdir. Kitapta bu özellikler o kadar vasattı ki ne yazıkki zeka ürünü olmadığı belliydi. Bu kitaptaki en büyük eksik polisiye roman karakterlerinde olan hayran kaldığımız 'zeka parıltıları'nın yokluğuydu. Sherlock holmes ve Agatha Christie okumuş biri olarak onlarla kıyaslayamıyorum malesef. Bizim de onlarla kıyaslanacak bir yazarımız varmış diye başlamıştım kitaba halbuki. Keşke söylendiği kadar iyi bir kitap olsaydı ama ne yazıkki benim için sadece vakit kaybıydı.
Beyoğlu'nun En Güzel Abisi
Beyoğlu'nun En Güzel AbisiAhmet Ümit · Everest Yayınları · 201935,9bin okunma
·
15 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.