Hüzünlü bir göç hikayesi...
Balkanlardan, bizim diyarlardan zorla göç ettirilen, vatanı için canlarını feda etmeye hazır bir aile...
Aile reisinin kaybıyla başlayan göç her sayfada yeni kahramanın yitirilmesi ve nihayet Dersaâdet'e varılmasıyla devam ediyor.
Dönemin aile ve akrabalık ilişkilerinden, sosyo-kültürel ve ekonomik yapısına, yöneticilerinden askeriyesine, salgın hastalığına kadar birçok ayrıntıya zaman kavramının ötesinde mekansal imgeler ışığında değiniliyor. Osmanlının son dönemlerinde başlayan ve muharebe sonrası daha da kendini gösteren toplum yapısının değişimi; değerlerimizden, kendimizden, kimliğimizden uzaklaşmamız ve mirasımızı yitirişimiz üzerinde duruluyor. Biz karakterlerin kimliklerini yakından tanımak istesek de kitap bizi olay örgüsü odağından çıkarmıyor.
Katıldığım bir etkinlikte hediye olarak aldığım bu kitabı okumama vesile olan arkadaşa teşekkürlerimi iletiyorum :)