Bazı kitapların kurgusu sadece bir kurgu diyemeyeceğimiz kadar gerçektir. İşte bu kitapta onlardan biri.
Sebebi ise kitabın muhteşem olay örgüsü içinde yer alan artan dünya nufüsu, vektör virüsler...
Artan dünya nüfusunun önüne geçilemezse doğal kaynakların tükenmesi sonucu insan ırkının tamamen yok olacağı dile getirilirken, bununla ilgili çalışmalar yapıldığını da biliyoruz.
İşte kitaptaki genetik mühendisimizde, tarihteki kara veba salgını gibi dünyanın üçte birini yok edecek türde insan DNA’sına işleyerek genlerde tahribata yol açan bir vektör virüs hazırlıyor. Böylece insan ırkını tamamen yok olmaktan kurtaracağına inanıyor. Ve bir gün insanlığın onun bu kahramanlığını takdir edeceğini düşünüyor.
Yazarımızın daha önceki kitaplarından tanıdığımız Robert Langdon ise Dante’nin ilahi komedya eserinden esinlenerek oluşturulan izleri takip ederek virüsün yayılmasını engellemeye çalışıyor. Gerçekten muhteşem bir olay örgüsü var.
Ama beni daha çok çeken bahsedilen bilimsel çalışmalardı.
Bu tarz bilimsel çalışmaların artık çok ilerlediğini ve maalesef bunların insan sağlığını düşünenlerin elinde olmadığını biliyoruz.
Bu da bilimin korkutan yüzü.
Böyle bir korkuyu en son Aracnoid Mater kitabını olurken hissetmiştim.
Ve tüm bu okuduklarımdan sonra, dünyayı etkisi altına alan korona virüsünün doğal bir virüsten ziyade insan eliyle üretildiğine olan inancım daha da arttı.
