Gönderi

200 syf.
·
Puan vermedi
·
7 günde okudu
Bu inceleme; otobiyografik ögeler, kitap hakkında spoiler ve yazar hakkında güzellemeler içerebilir. Yeni bir kelime öğrendim AHRAZ Ahraz= Sağır, dilsiz Yazmaya neden yeltendim bilmiyorum. Halbuki her yazında kendimden bir parça ele verdiğim için sakınıyordum bundan. Ama yapamadım. Bir Adile teni değdi tenime ve nasırlaşmış derisi parçaladı beni. Bunca yıldır çözemedim kalbimdeki mührü, kulaklarım hâlâ tıkalı, dilimde pas tadı. Duyduğum çoğu şeyi duymamayı tercih ettiğim doğrudur. Konuşmaktan da imtina ediyorum nice zamandır. Sahi, siz nasıl böyle açlıkla, böyle iştahlı, böyle dört elle sarılabiliyorsunuz hayata? İzmirdeyim, yani sanırım İzmirdeyim çünkü kahvaltı sofrasında boyoz var ve yanında da haşlanmış yumurta. Sofra da ise üç kişi. Adile Yusuf ve İsrafil yani "Ahraz". Bir varmış bir yokmuş diye başlayan bir masalın üç kahramanı. Ama bu masalda genzinizden ıtır ve yasemin kokularının geçmesini beklemeyin. Kokuşmuşluk, nefret ve günah kokuları sinecek üstümüze. Adile sudan gelmiş. Yusuf ise bir ağaç kökünden. İsrafil... Sahi nerden gelmişti İsrafil? Bir ifritten!!! İfrit Adile'den Adile, dölyatağı kendi iradesi dışında kullanılmış, örselenmis, itelenmiş ve en sonunda dış çeperi kabuk bağlamış. Aslında çokça kulağımıza çalınmış, aşina olduğumuz hikayelerden birinin romanlaştırılmış hali AHRAZ. Peki onca kitap arasında onu benim için böyle özel ve böyle güzel kılan ne oldu diye kendime sorduğumda karşıma çıkan cevap kelimeler oldu. Evet yazarın kelimelerini sevdim. Bilirsiniz, kim bilir belki de bilmezsiniz bazı kelimeler büyülüdür ve bazen kapılıp gidersiniz o büyüye. Benim gibi kendinizi, küçük bir kasabada, terk edilmiş bir evde, dizlerinizi karnınıza çekmiş, çaresiz, ve bütün dünyaya nefret duyan bir halde bulursunuz. Bu yazı, acaba bu kitap okunmalı mı diyenler için yazıldı. Okuyunuz efendim okuyunuz.
Ahraz
AhrazDeniz Gezgin · Can Yayınları · 20194,896 okunma
·
11 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.