Ölüm Bir Varmış Bir Yokmuş
José Saramago hayranları bilir ki; yazarımız kural tanımayı çok sevmez. Mesela; noktalama işaretlerini gerekli bulmaz. Yazdığı eserlerde noktalama işaretlerini kullanmamış ve cümleleri uzundur. Anlamak isteyen her türlü anlar, düsturuyla yazmıştır. Daha sonra tanışırken insanların ilk isimlerini söylemelerini de doğru bulmaz.
Kural dışına çıkmayı seven yazar, bu kez ölümün yokluğunu ele almış. Adı bilinmeyen bir ülkede ölümün yerine getirdiği görevinden vazgeçtiğini ve kimsenin ölmediğini anlatmış.
Ölümün olmadığı,kimsenin ölmediği hatta ölemediği bir ülkede neler olmuş? Yada neler olur hiç düşündünüz mü? Ölümsüzlük iksirini bulmaya çalışanlar tüm bunları acaba hesapladılar mi? 50 100 150 yıl değil milyonlarca yıl yaşadığınızı ve bu süreçte neler olabileceği hayalinizde canlandı mi? Düşünsenize; yaşınız kaç dendiğinde 51726383864 yaşındayım dediğinizi Bir süre sonra insan yaşını saymayı bırakır sanırım.
Ölüm ve ölümsüzlük karşısında insanların şaşkınlığını tepkilerini ve toplumsal olarak ne ile karşı karşıya kaldıklarını çok güzel anlatmış.
Allah kainatı muhteşem bir denge içerisinde yaratırken, insanın ömrünü de sınırlı kılmıştır. Her nefsin ölümü tadacağını, hayatı ve ölümü yaratanın Allah olduğunu ve dahi ölümün bir nimet olduğunu tekrar anlayacağımız bir kitap.
Peki ölüm olmasaydı sizce neler olurdu ? Yorumlara yazabilirsiniz