Gönderi

384 syf.
4/10 puan verdi
·
14 günde okudu
Kitaba geçmeden önce, yazarı hakkında bilgi sahibi olalım; Yazarın, İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Din Psikolojisi ana bilim dalında görevli bir doçent olduğunu öğreniyoruz. Yazar, İlahiyat Fakültesi çıkışlı olduğu için, psikolojide ve mitolojide bazı olaylarda pek tabii dini bakış açısıyla yorumlarda bulunuyor. Eee ben de psikoloji eğitimi aldığıma göre, yazarın bu tutumunu psikoloji çerçevesinde değerlendirebilirim. Kitabın giriş kısmında, yazarımız kendi kitabını okumuş akademisyenlerin görüşlerine yer veriyor. Beş akademisyen, kitabı allayıp pullayıp reklam yapmaya çalışmış. Üşenmedim, bu akademisyenlerin ilgilendiği alanlara baktım, hepsi ilahiyat/ din psikolojisi alanında görev yapıyor. Diyeceksiniz ki bunda ne var? Var efendim var, benim gibi kılı seksen yaran insanlar bu durum karşısında şu yorumu yapar; Mitoloji alanında çalışan akademisyen bulamamış olabilirsiniz ancak psikoloji alanında görevli akademisyenlerin de görüşlerine neden yer vermiyorsunuz? Görüşlerinize mi güvenmiyorsunuz, yoksa psikoloji akademisyenlerine mi? Kitap, din psikolojisinin, mitoloji ile olan ilişkisini değil, bu üç alanı ayrı ayrı disiplin olarak ele alıyorsa, kusura bakılmasına ama bu üç alandan eşit/yakın sayıda akademisyenlerin görüşüne başvurulmalıydı. Bu haliyle, teşbihte hata olmasın, körler sağırlar birbirini ağırlar durumuna düşüldüğü intibası uyanıyor. Kitabın amacının; mitin, bugünün insanının hayatında nasıl anlamlandırıldığı, nerede durduğu, yaşamında nasıl tezahür ettiğine dair saptamaları açıklamak olduğunu söyleyebiliriz. Bu sebeple ilk olarak, konuyla ilgili terimlerin tanımları yapılarak başlayan kitapta sırasıyla; başlıkta belirtilen üç farklı disiplinin birbirleri ile olan ilişkileri açıklanmış, Modern Psikologların Görüşleri başlığı içerisinde Wundt, Freud, Jung, Fromm ve Campbell’ın görüşlerine yer veriliyor. Söylemeliyim ki Freud bir psikolog değildir, psikanalisttir. Aslında Joseph Campbell de psikolog değildir. Başlıkta bu şekilde sunulmuş olmaları, kitabın geri kalanı için beni tereddüte düşürdü. Kitabın son bölümünde ise, yazar kendi alanıyla, yani din psikolojisi ile mit arasındaki ilişkileri inceliyor. Kitabın başlığında yer alan üç alanın hepsinin kapsamlı olması ve tek bir kitapta birleşmesi ciddi bir hata diye düşünüyorum. Yazarın kendisi de aynı görüşte olacak ki, “mitoloji, psikoloji ve dinin oldukça geniş olması bu konuyu ele almayı güçleştirmiştir.” diyor. Bunun farkında olup bu hatayı yapmanın ironiden ziyade “şövalyeliğe soyunmak” olduğunu düşünüyorum. Mitoloji, psikoloji ve din alanlarının kesiştiği noktaları ele almak, neden kesiştiklerini açıklamadıktan sonra, havada kalan yüzeysel bilgileri içerecektir. Yazar, tam da burada yine bile isteye hataya düşüyor. Freud’un 1. Dünya Savaşı dolayısıyla yazdığı metni, ikinci dünya savaşında yazdığını söylemiş olması (Freud, 1939’da vefat etti.) yazarın, eserini yazma sürecinde zaman zaman dalgın olduğunu düşündürüyor. Böylesi bir dalgınlığın kitap içerisinde daha nerelerde etki edeceğini kestirmek güç olsa da kitabın güvenilirliğini zedeliyor. Ayrıca Freud’un görüşlerine karşı geliştirilen eleştirilere yer verilmesi, konuyu objektif değerlendirme açısından güzel bir yöne götürüyor. Ancak Freud’a getirilen eleştirilere yer verip kitaptaki diğer isimlere yapılan eleştiriler üzerinde durulmaması, akademik camianın kollektif alışkanlığı olan anti-Freud tutumunu gözler önüne seriyor. Bu şartlar altında, yazarın tutumunu anlamak güç olsa da, en azından bir konuda net bir mesaj veriyor: İlerleyen dönemde, konuyla ilgili çalışma yapacaksanız, benim kitabımdan uzak durun! Kitabı bir dua ile bitirmek istiyorum; "Allah’ım sen bu kitabı yazan akademisyenin, öğrencilerine yardım eyle, hele de akademisyen derslerini bu kitaptan işliyorsa ve sınavlarda da bu kitaptan sorumlu tutuyorsa, o öğrencilere sabır ve metanet eyle..."
Psikoloji Mitoloji ve Din
Psikoloji Mitoloji ve DinGülüşan Göcen · Kaknüs Yayınları · 201815 okunma
··
202 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.