Tıp fakültesinin ön avlusunda etrafıma bakınarak durdum. Yüzlerce göz keskin ve sorgulayıcı bakışlarını üstüme çevirmişti. Ben de onların bakışlarına aynı şekilde, sertçe bakarak karşılık verdim. Niçin bana baktıklarında gözlerimi yere eğecek, onlar kendilerininkini dimdik tutarken ben boynumu bükecek, onlar kendinden emin ve gururlu adımlarla yürürlerken ben sendeleyecektim ki? Benim onlardan hiçbir eksiğim yoktu, hatta daha da iyi olduğumu düşünüyordum. Hiçbirinden etkilenmemeli, dimdik durmalıydım. Göğüslerim aklımdan tamamen çıkmıştı ve zaten onların göğüs kafesimde yaptıkları ağırlık da yok olup gitmişti. Dilediğim ölçüde kolayca ve serbestçe dolaşabilecek kadar hafiflemiş hissediyordum kendimi. Hayatta kendi yolumu çizmiştim, aklın yoluydu bu. Artık var olduğunu bile hissetmemek için kendi vücudumu ölüme mahküm etmiştim.
Sayfa 18 - Everest Yayınları, 2. Basım, PDF