İşin içinde olduğum için böyle durumlarda tercümanı eleştiri hedefi yapmam; şayet okuduğum şey google translate’den hallice değilse tabii. Çevirmen bu kitapta bence elinden geleni yapmaya çalışmış ama ben kendisine yeterli süre tanınmadığını ve/veya editör desteği sağlanmadığını düşünüyorum. Okuduğum metnin geneli bende bu kanıyı uyandırdı. Ayrıca bir metin redaksiyondan geçmeden, tüm imla hataları, anlam düşüklükleri düzeltilmeden bitmiş ürün sayılıp piyasaya sunulmamalıdır. Yani en azından ben artık hiç değilse ülkenin tanınan, bilinen, okunan, belli bir itibarı olan yayınevlerinden bunu bekliyorum. Bu yaşıma geldim, kitapların çeviri ve imla sorunları hala düzelmedi gitti. Küçükken de beynim yanardı, hala beynim yanıyor. Ondan sonra kızıyorlar insanlar az okuyor diye cık cık cıkss... Yayınevleri, çeviri büroları redaksiyona, editörlüğe, hatta bazen çeviriye:) bütçe ayırmak istemiyorlar. Ayıran yayınevleri de fiyatı ziyadesiyle abartıyor; örn: metis
Yani bir orta yol bulunmalı bu konuda.